menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zihinsel Sömürgecilik ve Medeniyet Krizi: İslam Dünyasının Ontolojik ve Epistemolojik Tutulması

13 0
17.05.2025

İslam dünyası, uzun süredir yalnızca siyasal ya da ekonomik krizler içinde değil, çok daha derin ve sarsıcı bir entelektüel krizle karşı karşıyadır. Bu kriz, yüzeydeki yönetim sorunlarının, teknolojik geri kalmışlığın ya da eğitim yetersizliklerinin çok ötesindedir. Mesele, varoluşsal bir kopuştur: İslam toplumlarının kendi hakikat tasavvurunu, bilgi üretim süreçlerini, kavramsal dünyasını ve varlıkla kurduğu ilişki biçimini yitirmiş olmasıdır.

Bugün İslam toplumları, modern kapitalist uygarlığın dayattığı epistemik şiddet biçimlerini içselleştirmiş, Batı menşeli kavram, kurum ve değer sistemlerine sorgusuz sualsiz entegre olmuş durumdadır. Bu entegrasyon, bir zorunluluk değil; kendi entelektüel üretim kabiliyetini, zihinsel bağımsızlığını kaybetmiş olmanın doğal sonucudur. Artık kendisine dair düşünmeyen, düşünse bile bunu kendi diliyle ve kavramlarıyla yapamayan bir yapı ortaya çıkmıştır.

Kavramsal Çöküş ve Entelektüel Hegemonya

Düşünsel üretimin özü, kavramsal özerkliktir. Kavramlar, bir medeniyetin varlıkla kurduğu ilişkinin dilsel ifadesidir. Oysa bugün İslam toplumları, kendi özgün kavram haritalarını yitirmiş, yerini Batılı referanslarla inşa edilmiş bir düşünsel yapıya bırakmıştır. “İnsan”, “ahlak”, “özgürlük”, “adalet”, “hakikat”, “toplum”, “medeniyet”, “bilim” gibi temel kavramlar dahi Batılı epistemolojinin izdüşümleriyle yeniden tanımlanmakta ve bu tanımlar sorgulanmaksızın kabul edilmektedir.

Bu durum, entelektüel sömürgeleşmenin en açık göstergesidir. Bilgi, artık tahakkümün bir aracı haline gelmiş, hakikati araştıran bir çaba olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle bugün İslam dünyasında “bilgi” üretimi denildiğinde, çoğu zaman sadece çeviri faaliyetleri, yüzeysel aktarım veya kadim metinlerin dogmatik tekrarları akla gelir. Bu da gösteriyor ki bilgiyle kurulan ilişki, eleştirel değil; taklitçidir. Mukallit aklın ise kendi zamanına, coğrafyasına ve insanına dair özgün ve sahici cevaplar üretmesi........

© Adil Medya