menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barış mektebinde devlet dersleri

12 4
08.08.2025

Ama genelkurmay Özal’la aynı fikirde değildi. Türkiye savaşa girmedi ve güneyde oluşan Kürdistan Yönetimi’ne soğuk yaklaşıldı. Özal’ın Öcalan’la başlattığı diyalog ve ateşkes süreciyse devletin savaş lobisi tarafından şiddet yoluyla baltalandı. PKK’nin daha önce başlattığı tek taraflı ateşkesi iki ay daha uzattığını ilan edişinden iki gün sonra 17 Nisan 1993 sabahı Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın “ani ölümü” gerçekleşecekti.

Cumhuriyetin ötekileri

Yaz, aşırı sıcaklar ve orman yangınları eşliğinde vuku bulan “millet sistemi”, “Türk, Kürt ve Arap”, “Lübnanlaşma kaygısı” gibi başlıklar altında hararetli bir tartışma atmosferi içinde geçiyor. Bu, bir tartışma olmaktan öte, yurttaşlık ve Türklük kavramlarını yeniden tanımlama ve bu yeni tanımlara uygun bir siyasi mimari uyarınca devletin yeniden inşası anlamında kapsamlı bir dönüşümün de başlangıcı anlamına geliyor. İkinci cumhuriyetçi ve yeni Osmanlıcı tezler, bu kez devletin derinlerinden yükseliyor.

Türkiye’nin siyasal yapısı, yakın zamana kadar cumhuriyet ideolojisiyle mühürlenmişti. Bu mührün yapıdan dışladığı kimlikler, yüz yıllık bir tanınma mücadelesi içinde oldular. İslamcılık, laiklik ilkesiyle birlikte modernleşme ve Batılılaşma ideallerinin kurbanıydı. Resmî ideoloji, dinin kendisini yasaklamamakla birlikte İslamcı kimliği baskılıyor, siyasi zeminin dışında tutuyordu.

Siyasal İslam, yüz yıllık mücadele içinde rejimin çatlaklarından içeri sızarak sürekli mevzi kazanmayı başardı. Sonunda iktidara geldi ve siyasal yapıyı İslamcı kimliğin temsiline sonuna kadar açarken resmî ideolojinin içeriğini de esnetti ve genişletti.

İslamcılıkla cumhuriyet rejiminin entegrasyonu, radikal bir değişimdi ama 28 Şubat darbesi, Ergenekon ve Balyoz........

© Açık Gazete