Taşa yazılan uygarlığın izleri taş ocaklarıyla siliniyor!
YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Türkiye’nin önerisiyle 2009 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ne dâhil edilen Likya kentlerini yaratan coğrafya adım adım mermer ocaklarıyla kuşatılıyor. Taşa yazılan uygarlık, mermer ve taş ocaklarıyla coğrafyanın hafızasından silinmek üzere…
Türkiye’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Likya kentleri, bulundukları coğrafyanın doğal peyzajıyla birlikte mermer ve taş ocaklarıyla çevrelenmeye başladı. Teke Yarımadası olarak anılan bölgede zorlu bir coğrafyada filizlenen Likya uygarlığından geriye, anaerkil toplumsal yapıyla bölgenin tümünde görülebilen taşa işlenmiş, taşla inşa edilmiş benzersiz bir kültürel miras kaldı. Depremlerin, savaşların ve salgın hastalıkların silemediği Likya uygarlığının izlerini yıkıcı madencilik silmek üzere. Taşa yazılan uygarlık, mermer ve taş ocaklarıyla coğrafyanın hafızasından silinmek üzere.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın elektronik ÇED sisteminde sorgulandığında, Kaş, Finike, Demre ve Elmalı ilçelerinde mermer ocaklarıyla ilgili olarak yaklaşık 500 civarında ÇED işlemi yapıldığı görülüyor. Bunların büyük bir kısmı, “ÇED Gerekli Değildir” kararlarından oluşuyor. Bir başka deyişle, yaklaşık 100 hektardan oluşan ruhsat alanlarında mermer ya da traverten çıkartıp satmak isteyen firmalar, projeleri ÇED kapsamının dışında tutmak için ruhsat alanlarını dörde bölerek ÇED Gerekli Değildir kararlarını cebine koyup peynir kalıpları gibi dağları kesmeye başlıyor. Ruhsat sahasını parça parça işletmeye açmanın nedeni, yönetmeliğin 25 hektarın altındaki sahalara ÇED muafiyeti getirmesi. Bu düzenleme yargıya taşınıp Danıştay tarafından 2017’de iptal edilse de, uygulamalar halen sürüyor.
‘YATIRIMCIYA KOLAYLIK’ HUKUKSUZ BULUNSA DA YIKIM DURMADI
Yatırımcılara ‘kolaylık’ sağlamak adına yapılan “Ruhsat alanının büyüklüğüne bakılmaksızın” açık 25 hektara kadar çalışma alanında açık ocak işletmeciliğini ÇED filtresinden kaçıran düzenlemeye karşı açılan davada iptal kararı veren Danıştay 14. Dairesi (2017/2082 E), 25 hektar sınırını aşmadan hazırlanan proje tanıtım dosyaları ile Valiliklerin ÇED Gerekli Değildir kararı vererek faaliyete başlandığını, ancak süreç içerisinde bazen denetim eksikliği, bazen de yetersizlik nedeniyle çalışma sahalarının 25 hektarın çok üzerine çıktığını belirterek düzenlemenin iptal gerekçesini şöyle özetlemişti: “İlave maden ocağı çalışma sahası için başvurulara da ÇED gerekli değildir kararları verilerek toplamda 25 hektarın üzerindeki çalışma sahalarına kısım kısım verilen ÇED gerekli değildir kararları ile ocak sahaları genişletilmekte olup, davalı idarenin savunmasına bu yönüyle itibar edilmemiş, nesnel ve teknik bir gerekçeye, herhangi bir rapor, uzman görüşü ya da somut bilgi veya belgeye dayanmayan dava konusu yönetmelik kurallarında hukuka uyarlık görülmemiştir.”
KAŞ GÖKÇEYAZI’DA 95 HEKTARLIK YENİ MERMER OCAĞI RUHSATI
Antalya’nın Kaş ilçesinde 95,50 hektarlık alanda mermer ocağı ruhsatı verilen Ankara merkezli Kentaş Madencilik şirketi de sektörde yaygın olan bu yolu izleyerek ilk etapta ruhsat sahasının 24,29 hektarlık kısmında mermer ocağı işletmesi açmak için proje tanıtım dosyası hazırladı. Kaş’a bağlı Gökçeyazı köyü sınırlarındaki orman arazisinde açılmak istenen mermer ocağı için Antalya Valiliği de sektörün eğilimine karşılık vererek 27 Kasım 2024 tarihinde mermer ocağı için ÇED Gerekli Değildir kararı verdi. Şirket, 95 hektarlık ruhsat sahasını yapacağı kapasite artışı başvurularıyla parça parça işletecek ve böylece açık ocak işletmesi gibi çevreye verdiği zararlar yönüyle oldukça riskli olan bir madencilik faaliyetini Çevresel Etki Değerlendirmesi filtresinden kaçırmış olacak.
KARADA VE SUDA NE VARSA HEPSİ PARAYA ÇEVRİLMEK İSTENİYOR
Türkiye’nin dört bir yanında yıllardır süren bu yıkıcı madencilik, dağlardan ormanlara, meralardan yaylalara, derelerin çakılından denizin kumuna doğada paraya çevrilebilecek ne varsa “hepsi madendir ve bunu paraya çevirmek hakkımızdır” diskuruyla hareket ediyor. Dahası, bu diskurun payandaları arasında, milli servet, yerli madencilik benzeri söylemler de var. Ormanı, suyu, merayı, yaylayı ve dereyi yok eden, yeri yerinden oynatan bir yıkıma yerli ve milli söylemle onay üretiliyor.
ORTA LİKYA’NIN MİRAS ALANLARI YIKIMIN KUŞATMASI ALTINDA
Kaş Gökçeyazı köyü, tarihi coğrafya olarak bakıldığında Orta Likya’nın kalbinde yer alıyor. Kyaneai antik kentine bu köyden geçilerek ulaşılıyor. Likya’nın önde gelen kentlerinden biri olan Demre’deki Myra antik kentinin sırtını dayadığı Gürses köyü ile 1882’de Avusturya’ya........
© Açık Gazete
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)
![](https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/3c/Download_on_the_App_Store_Badge.svg/203px-Download_on_the_App_Store_Badge.svg.png)
![Get it on Google Play](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/google.play.220.png)