menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Silahlar sustu, şimdi sıra…

18 8
12.07.2025

Silahlar sustu, şimdi kalıcı barış, adalet ve demokratikleşmenin inşasını konuşma zamanı!

Prof. Dr. Mustafa Durmuş – Geçen aya damgasını vuran uluslararası gelişme kuşkusuz İsrail (ABD)-İran savaşıydı. Neyse ki savaş iki hafta kadar sürdü ve (şimdilik) silahlar sustu. Bu süreçte savaş, dünyada olup biten başka önemli şeylerin önüne geçerek konuşulmasını önledi.

Bu önemli şeylerden biri dünyadaki servet bölüşümünün ne kadar adaletsiz bir hale geldiğini ortaya koyan bir rapordu. Dünyanın en büyük bankalarından olan UBS tarafından geçen ay yayınlanan Küresel Servet Raporuyla, (1) dünyadaki tüm yetişkinlerin sadece yüzde1,6’sının dünyadaki tüm kişisel servetin yüzde 48,1’ine sahip olduğu ortaya çıktı.

500 yıllık kapitalizmin neden olduğu devasa eşitsizlik!

Yani küresel servet piramidinin de gösterdiği gibi, sadece 60 milyon yetişkin birey (tüm dünya yetişkinlerinin yüzde 1,6’sı), 226 trilyon dolarlık net kişisel servete sahip ve bu rakam tüm dünya kişisel servetinin neredeyse yarısına eşit.

Diğer uçta ise, 1,57 milyar yetişkin (dünyadaki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 41’i) sadece 2,7 trilyon dolar yani tüm dünyadaki kişisel servetin sadece yüzde 0,6’sına sahip. Bu piramide orta kademe servet sahipleri de eklendiğinde; 3,1 milyar yetişkinin (yani tüm yetişkinlerin yüzde 82’si) 61 trilyon dolarlık kişisel servete sahip olduğu ortaya çıkıyor. Bu rakam, küresel kişisel servetin sadece yüzde 12,7’sine denk geliyor. Servetin kalan yüzde 87,3’ü ise sadece 680 milyon yetişkin veya dünyadaki toplam yetişkin nüfusunun (3,8 milyar) sadece yüzde 18,2’sine ait. Piramidin en tepesinde ise dünyada 2.891 dolar milyarderi bulunuyor. Servet tepede öyle birikmiş ki 31 yetişkinin toplam serveti 50 milyar doları aşıyor.

Eşitsizlik küresel çaptaki açlığın ve yoksulluğun temel nedeni

Böyle bir eşitsizlik dünyadaki yaygın açlığın ve derin yoksulluğun temel nedenini oluşturuyor.

Öyle ki 3,7 milyardan fazla insan (dünya nüfusunun neredeyse yarısı) yoksulluk içinde yaşıyor, 700 milyondan fazla insan açlıkla karşı karşıya ve cinsiyet eşitliği 123 yıl daha sağlanamayacak. Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin (SKH) yalnızca yüzde 16’sı 2030 yılına kadar yerine getirilme yolunda ilerliyor. Kısaca, çok zengin bir azınlığın çıkarları ön planda tutulurken, küresel kalkınma ve gelişme umutsuzca başarısızlığa uğruyor.

Çarpıcı bir şekilde 2015 yılından bu yana, dünya nüfusunun neredeyse tamamının (yüzde 95’inin) toplamından daha fazlasına sahip olan en zengin yüzde 1’lik kesim, yıllık küresel yoksulluğu 22 kez sona erdirmeye yetecek kadar para kazandı (33,9 trilyon dolar). Milyarderler 6,5 trilyon dolar kazandılar ki bu rakam SKH’lere ulaşmanın yıllık tahmini maliyeti olan 4 trilyon dolardan daha fazla. (2)

“Ekonomik eşitsizlikler arttıkça iç savaş riski artıyor”

Ancak bölüşüm eşitsizliği sadece ülkeler ve ülke içi sosyal sınıflar arasında refah farkının ortaya çıkmasına neden olmuyor, uluslararası çatışmalara, hatta ülkelerde iç savaşlara da neden oluyor. Yani ekonomik eşitsizliğin jeopolitik ve politik sonuçları da mevcut.

Kısaca, “ekonomik eşitsizlik........

© Açık Gazete