Mutlak gücün tahkimi için yerel yönetimlerin ele geçirilmesi
Prof. Dr. Mustafa Durmuş – İktidar Bloku belediyelere yönelik baskısını neden iyiden iyiye artırdı?
Son sorudan başlayalım. İstanbul, İzmir, Adana, Antalya büyük şehir belediyeleri, Türkiye’nin en büyük bütçelerine sahip belediyeler. Her birinin bütçesi birçok küçük bakanlığın ve kamu kurumunun toplam bütçesinden daha fazla.
Büyük miktarda paranın döndüğü yerde yolsuzluklar olabiliyor!
Dünyanın neresinde olursa olsun, neo-liberalizm altında, milyarlarca liralık paranın döndüğü, devasa boyutlardaki projelerin gerçekleştirildiği, alım-satım ihalelerinin yapıldığı, buna karşılık etkin denetlemelerin yapılmadığı ciddi bir ahlaki aşınmaya uğramış her kurumda bu tür yolsuzluklar, usulsüzlükler ve rüşvet gibi kamuyu zarara sokan fiiller gerçekleşebilir ve gerçekleşiyor da. Nitekim Türkiye’nin Küresel Yolsuzluk Algısı Endeksi’nde 36 puan ile en fazla yolsuzluklara bulaşmış ülkeler arasında sayılması bir tesadüf değil.
Çifte değil üçlü standart!
Belediyeler ve kamu kuruluşlarındaki yolsuzluk iddiaları 22 yıl öncesinde de vardı, bugün de var. Ancak konuyu sadece CHP’li belediyelerle sınırlandırıp, yolsuzlukları ayyuka çıkmış bazı AKP’li eski ve yeni belediye yönetimler ile ilgili olarak merkezi yönetim tarafından ya da doğrudan mahkemelerce tek bir soruşturmanın ya da davanın dahi açılmaması, bu operasyonların kamu yararını korumak adına yapıldığı iddiasını çürütüyor.
Çünkü önümüzde bir Ankara Büyükşehir eski belediye başkanı İ. Melih Gökçek örneği ve bazı bakanlar var ki bunlara ilişkin sayısız ciddi iddia söz konusu iken bunlara hala dokunulabilmiş değil. Bu da operasyonları yapanların gerçek niyetinin yolsuzlukla mücadele ya da kamu yararını korumak olmadığını göstermeye yetiyor.
Ayrıca şu ana kadar operasyon yapılarak yönetimlerine kayyum atanan çok sayıda DEM Partili (eski HDP’li) hiçbir belediyede rüşvet ya da yolsuzlukların gerekçe olarak gösterilememesi, bunun yerine genel geçer bir soyut terör ile ilişkilendirme çabaları da iktidarın argümanlarını zayıflatıyor.
Neden 1: Para ve kaynağa el koymak!
O halde bu operasyonların ilk elden amacının iktisadi olduğunu söyleyebiliriz. İktidarı kontrol eden bazı sermaye çevreleri, çıkar grupları, siyasetçiler ve devletin bir kanadı bu kaynaklara eskisi gibi el koymak istiyor ya da geri almak istiyor olabilir. Son yıllarda kesilen hortumları yeniden kendilerine bağlamak hem ekonomik hem de siyasal olarak hep arzu ettikleri bir şey olsa gerek.
Öyle ya sayıları on binleri bulan irili ufaklı müteahhide, tedarikçiye, bazı cemaatlerin üyelerine tekrar kaynak aktarıp onları çeperde tutmak gerekiyor. Aynı zamanda da iyice yoksullaştırılmış halka makarna, kömür dağıtarak al gülüm ver gülüm” siyasetini tekrar canlandırmak ve böylece iktidarlarını sürdürmek istiyor olabilirler.
Neden 2: Gücü tek elde toplamak!
İkinci neden ise en az ilki kadar tehlikeli. Çünkü ülkeyi yönetenlerin ülkeyi siyasal ve sosyoekonomik olarak nereye sürüklemek istedikleriyle ilgili bir durum: Otoriter bir rejimden mutlak bir diktatörlüğe.
Bu ikinci nedeni biraz açalım, bunun için de 100 yıl kadar önceye gidelim.
Yıl 1921 aylardan........
© Açık Gazete
