menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barış ve Demokratik/Sosyal Cumhuriyet (2)

11 2
08.05.2025

Prof. Dr. Mustafa Durmuş – İçinde bulunduğumuz döneme yeni bir barış sürecinin işletilmesi ve buna ilişkin tartışmalar damgasını vuruyor. Ancak (başta sosyalistler ve CHP olmak üzere), hem demokratik muhalefetin hem de Kürt Siyasal Hareketi’nin (KSH) bu dönemde gündemde tutmak istedikleri bir diğer konu daha var: Demokratik bir toplumun inşası. Ya da ülkenin (başta devlet olmak üzere) demokratikleştirilmesi ihtiyacı.

Barış ve demokratikleşme: Bir madalyonun iki yüzü!

İşin gerçeği, kalıcı bir barışın sağlanması ve demokratik toplumun (ya da KSH’nin tanımlamasıyla ‘demokratik cumhuriyet’in) inşası bir madalyonun iki yüzü gibi birlikte ele alınması gereken bir iş. Biri diğerinin alternatifi değil, tam tersine tamamlayıcısı. İkisinin mücadelesinin aynı anda ve bir arada verilmesi gerekiyor.

Çünkü demokrasi en iyi barış koşullarında, barış ise gerçek bir demokrasinin varlığında kalıcı olarak inşa edilebilir. Bu bağlamda ülkenin mevcut koşullarında bile barışın inşa edilebilmesinin mümkün olduğunu ve buna ilişkin handikapları anlatan yazımıza dipnottaki linkten ulaşılabilir. (1)

Hangi cumhuriyet?

Ancak “demokrasi” derken nasıl bir demokrasiyi kastediyoruz? Ayrıca demokrasinin cumhuriyetle ilişkilenme biçimleri konusunda da net olmamız gerekiyor zira siyasal literatürde kullanılan üç farklı kavram var ve üçü de (benzerlikleri kadar) birbirinden farklı içeriklere sahip: “Demokratik Cumhuriyet”, “Sosyal Cumhuriyet” ve “Sosyalist Cumhuriyet”.

Kafa karışıklığını ortadan kaldırmak ve böylece tartışmayı doğru bir zemine oturtabilmek için başvurabileceğimiz en önemli kaynağın başında Marksist Sosyal Teorinin aşağıda özetlenen üç önemli tespiti geliyor.

Marksist Sosyal Teori: Temel başvuru kaynağı

İlk olarak, bu teoriye göre, kapitalist sistemin temel çelişkisi; üretimin sosyal karakteri ile üretim araçları üzerindeki mülkiyetin özel hali arasındaki karşıtlıktır.

Marx ve Engels’e göre, işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsizliği ve krizler gibi pek çok olgunun ortaya çıkmasının nedeni kapitalizmin bu fay hattıdır. Böylece son tahlilde kapitalizmden kurtulmadan bu sorunlardan sonsuza kadar kurtulabilmek mümkün değildir. Bu bağlamda gerçek bir demokrasinin (sosyalist demokrasi) ancak kapitalizmin ortadan kaldırılıp yerine sosyalist bir toplumun kurulmasıyla mümkün olacağı bu tespitin kaçınılmaz sonucudur.

İkinci olarak, her sosyal sistem bünyesinde kendinden sonra gelecek olan sistemin koşullarını barındırır ve bu koşullar olgunlaştığında sosyal sistemler devrimci bir öznenin önderliğiyle değişir (devrim). Dolayısıyla da sistemi değiştirmek için dışarıdan müdahaleye gerek yoktur, değiştirici dinamikler mevcut sistemde mevcuttur.

Üçüncü olarak, toplumların gelecekleri önceden (kaderci bir biçimde) bir aşkın güç tarafından belirlenmez. Tersine örgütlü toplumlar kendi geleceklerini kendileri belirlerler ama bu verili koşulların çizdiği çerçevede gerçekleşir. Yani hedeflenen bir değişiklik ancak somut verili koşulların kısıtları altında gerçekleştirilebilir (feodal bir toplumdan sosyalist bir topluma doğrudan geçiş mümkün değildir ya da Orta Doğu coğrafyasında İsviçre tarzı bir demokratik cumhuriyeti inşa etmek, en azından kısa vadede, çok zordur).

Bu bakış açısı altında; demokratik cumhuriyet ve sosyal cumhuriyetin, kapitalist sistem içinde yönetimin ve toplumsal örgütlenmenin farklı yönlerine öncelik veren yönetim biçimleri olduğu söylenebilir.

Demokratik Cumhuriyet

Kısaca, demokratik cumhuriyet, yönetme gücünün “özgür ve adil seçimler” gibi demokratik süreçler yoluyla halka dayandırıldığı bir yönetme biçimidir. Öyle ki demokratik bir cumhuriyette eşit yurttaşlar, yasama, yürütme ve yargı gibi devlet kurumlarında kendileri adına karar almaları için temsilciler seçerler. Devlet ve hükümet yurttaşların hak ve sorumluluklarının yanı sıra hükümetin yapısı ve işlevlerini ana hatlarıyla belirleyen demokratik bir anayasa çerçevesinde faaliyet........

© Açık Gazete