DEMOKRASİDE ÖZNE HALKTIR
19 Mart 2025 tarihi önemli bir siyasi aşama olarak siyasi tarihimize geçmiş bulunmaktadır. Bu tarihin önemi halk iradesinin ortaya koyulmasıdır. Bu anlamda mesele, kayyum atamalarını ve İmamoğlu konusunun da önüne geçmektedir. Zira kayyum atamaları da, İmamoğlu’nun gözaltına alınması da siyasi kadronun halk iradesini baskılama çabaları olarak okunmalıdır.
Seçim sisteminin başat olduğu koşullarda seçimim sonucuna katlanmak demokrasiye ve halkın iradesine bağlı olma göstergesi olarak bir mazhariyettir. Nitekim 1950 seçimlerinde ülkenin kurucu partisi CHP’nin iktidarı devretmesi siyasi tarihimizin ak sayfasını oluşturur. Seçimlerle iktidarın devredilebilir olmasının en önemli göstergesi muhalefete düşen siyasi kadronun ve/veya siyasetçilerinin veremeyecekleri bir hesabının olmadığı ki, bu durum bir siyasi kadronun ya da siyasetçinin halkının nezdinde taşıdığı en önemli değerdir.
İçinden geçtiğimiz süreç halk iradesini baskılama süreci olarak özünde demokrasiden despotik sisteme ve/veya feodal tipi geri yönetim biçime geçiş olarak nitelenmelidir. Şöyle ki, AKP’nin muhalefet partilerine karşı tavrı yanında, göz yumularak yaşanan seçim süreci yanlışları ve seçimlerini arasındaki dönemlerde Habermas türü “kamusal alanlar” anlayışına saygılı olamayışı bugünlerin açık işaretçisi olarak görülmelidir. Tam bir feodal yönetim biçimine benzercesine bütçe yapımından, türlü kamu dairelerine doğrudan atamaları kesinlikle demokrasi ve çağdaş yönetim biçimi ile uyumlu yönetim olarak görülemez. Diğer bir deyişle, hükümet iradesinin devlet iradesine yükselmesi demokrasilerde kabul edilebilir bir durum değildir. Ne var ki, tek-adam yönetimine onay veren ve bu konuda yol gösteren hukukçular da tarihin huzurunda en az bizzat siyasiler kadar sorumludur.
İşte, bundan dolayıdır ki, yaşadığımız son olaylar münferiden tahlil edilemez. O nedenle son patlamaları yaşanan sürecin olgunlaşıp patladığı an olarak görmek ve tüm gidişatı mercek altına almak gerekmektedir. Bu analizi yaparken de, dünya koşulları kadar, Fetullah döneminin ve bu dönemin 15 Temmuz girişimi ile sonlandırılmasının AKP iktidar bağlamında ele alınması kaçınılmazdır.
Sürecin oluşum ve ısınma süreci kadar patlama anının da dikkatle irdelenmesi gerekir. Şöyle ki, AKP’nin 2002 yılında iktidara........
© Açık Gazete
