Kürt Sorunu, Yüzleşme ve Gerçek Demokrasiye Giden Yol
Ülkemiz öyle kırılganlıklar üzerine kurulu ki; Kürt sorunu, Alevi meselesi gibi konular üzerinden bu hassas noktalar öylesine derin çatlaklar yaratabilir ki, hiçbir yapıştırıcıyla bir arada tutulamaz.
Siyasetin bir oyuncak gibi oynanması geçmişte kısa vadeli başarılar getirmiş olabilir, ancak içinde bulunduğumuz coğrafya ve zaman öyle bir dönüşüm geçirdi ki, en sağlam ve en güçlü görünenlerin bile kâğıttan kaplan gibi dağıldığına tanık olduk. Siyaset bazıları için bir güç alanı olabilir; fakat güç, çöl kumunda yürümeye benzer; tutunması zordur, zemini kaygandır.
Bugün geldiğimiz noktada, “Bir daha asla” diyebilmek için bir denklem kurmak zorundayız: Yüzleşme Hakikat Adalet Barış.
Açılım mı, Zorunluluk mu?
Kürt sorununun çözümü konusunda hem devlet hem de Kürt tarafı hazırlıksız yakalanmış bir görüntü çiziyor. Popüler bir söylemle ifade edersek: “Dış güçlerin baskısıyla açılım yapılıyor.” İçsel bir ihtiyaçtan çok, dış etkenlerin baskısıyla atılan adımlar söz konusu gibi görünüyor.
Açılımımız da bize benziyor: dedikodu üzerine yapılan saflaşmalar!
Kapalı kapılar ardında sürdürülen görüşmeler hakkında elimizde somut veriler yok. Yalnızca kulaktan dolma bilgiler ve söylentiler dolaşıyor. Ancak şunu net olarak ifade etmek gerekir: Kürt meselesine dair her gerçek açılım, aslında bir yüzleşmedir.
Ve unutulmamalı: Geçmişle yüzleşilmeden açılım olmaz.
Savaş suçları, insan........
© Açık Gazete
