menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kayyımistan…

41 1
30.10.2025

“Özgürlük her zaman başkasının özgürlüğüdür”. Rosa Luxembourg

Fikret Başkaya –Anayasanın ikinci maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir”, deniyor. Aslında geride kalan dönemde bunların hiçbirinin reel bir varlığı olmadı… O anayasayı kim, kimlerin hesabına yaptı? Resmî binaların ön cephesine, sınır kapılarına, resmi kağıtlara cumhuriyet yazmakla bir ülkedeki rejim cumhuriyet olmuyor. Zira, cumhuriyet, halk iradesinin tecelli etmesini varsayar… Laik bir ülkede devletin göbeğinde ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’ diye devasa bir kurum olmaz… Laiklik, dinin siyaset alanının dışına çıkarılmasını varsayar… Siyasi partiler var, dört-beş yılda bir seçim yapılıyor diye de demokratik olmaz…Türkiye’de siyasi partiler egemen sınıfların (mülk sahibi sınıfların), hizmetinde ‘devlet partileridir’… Gerçek bir temsil söz konusu değildir… Elbette halkı temsil etme iddiasında olan partiler de var ama onların önü kesiliyor, etkisizleştiriliyorlar… Seçimler kitleleri aldatma, oyalama araçları olmanın ötesine geçemiyor… Tabii hukuk devleti söyleminin de reel bir karşılığı yok… Hukuk devletinde ‘kayyım’ diye bir şey olmaz… Seçimler yok sayıldığında halk iradesi de yok sayıldığı için…

Türkiye’de ana okulundan üniversiteye dayatılan eğitim, yalan, tahrifat, yok saymaya dayalı bağnaz resmî tarih ve resmî ideoloji çocukların, gençlerin bilincini köreltiyor… Oysa, bizi kurtaracak olan radikal eleştiridir… Aksi halde önümüzü görmemiz, yolumuzu bulmamız mümkün değildir…

15 Temmuz ‘darbe girişiminin’........

© Açık Gazete