‘Suçum ne, ben niye buradayım?’
Orta Anadolu’nun batı coğrafyasında yol alırken, bu kez Afyonkarahisar bozkırındaki kapalı cezaevine ulaşmaya çalıştık. Hedefimiz, kent merkezindeki devasa cezaevi değildi çünkü.
Sistem, bizi bozkırda ilerletip, tarlaların arasındaki girişe ulaştıramadı. İki deneme daha yaptık. Başaramayınca, yol kenarındaki birinden yardım istedik.
“Şu yöne doğru ilerleyin sonra sola dönün.’’
Misket Dikmen ve Pınar Türenç Afyonkarahisar T tipi cezaevi önünde
KATILA KATILA AĞLADI
Arkasından da ekledi:
“Ama üçüncü bir cezaevi daha var. Aradığınız orası olmasın. O da yolun karşı tarafında.’’
Afyon’da 3 cezaevi.
İnanılması zor.
Afyonkarahisar 2 No’lu T Tipi Kapalı Ceza ve Tutukevine ulaştığımızda, ‘’Kendisine haber verildi herhalde’’ dedim.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Misket Dikmen ile göz göze salondaki yerimize geçtiğimizde, Elif camın arkasında, şaşkınlık içinde kaldı.
Yeşil gözleri önce büyüdü. İnanamadı. İki eliyle yüzünü kapattı, katıla katıla ağladı.
Elimi aramızdaki camın üzerine koydum sadece. Ellerimiz birleşti.
“Nasılsın?’’ diyebildim ve sadece 30 dakikalık kapalı görüşümüzdeki yasağı ilettim ona.
“Ağlamayacağız. Dik duracağız.’’
Başladı anlatmaya:
“Abla, benim ne işim var buralarda?”
İsyanı büyüktü:
‘’Ben kimim ki? DEVLETİ yıkacak örgüte üye olmakla suçlanmak da ne? 50’li........
© 9 Eylül Gazetesi
