Bayramyeri çocukluğum
Bazı sokaklar sizden öte bir kentin de çocukluğudur. Siz büyürsünüz ancak o sokak büyümez. Büyümez kelimesini olumlu anlamda kullanıyorum. Dokusu bozulmayan mahalleler kastettiğim. Eşim Neslihan’ın da doğup büyüdüğü Fatih Mahallesi işte böyle bir yer; çocukluğu oyunlar oynuyor, koşuyor, gülüyor.
Türkiye’nin çok sayıda kenti gibi apartmanların hükümranlığında olan İzmir’de, sevgiyle konuşmak isteyen, saygıyla kendilerini ziyaret edilmesini bekleyen cumbalı evlerin anlatacak ne çok şeyi vardır... İşte Akarcalı Camisi karşısında yer alan üç katlı o güzel evin cumbasından el sallıyor Neslihan’ın çocukluğu... Çiğ börek yemek için uzun merdivenlerden Börekçi teyze Rahmetli Hatice Uz’un evine koşuyor. Börekçi Teyze’nin torunu, arkadaşı Banu Hepçekenler’i görünce o nefis kokuya rağmen karnının acıktığını unutup oyuna dalıyor. Güvenli sokaklarda özgürce oyun oynamanın tadına varıyor. Oyun oynayan bu mutlu iki küçük kız, ileride aynı üniversitenin aynı fakültesinde aynı bölümde okuyacaklarını bilmiyor.
Geçmişten bugüne geldiğimizde Restoratör Mimar - Sanat Tarihçi Prof. Dr. Eser Öztaşçı Gültekin ve eşi Diş Hekimi Fevzi Gültekin ile Tatar Böreği yemek için buluşuyoruz. Neslihan ile benim yediğimiz tatar börekçimiz Mehmet Usta’dır. Mehmet Usta’nın o güzel çiğ böreğini tadınca Eser Hocamız ve Fevzi ağbimiz de bize hak veriyor. Karşıdan Akarcalı Camii de üstünde taşıdığı o samimi uhrevi havası ile hepimize selam veriyor. Biz de alıyoruz bu selamı. “Beni yad ellere bırakmayın! Ben İzmir’im” diyor sanki. Üç farklı sokakta cephesi bulunan Akarcalı Camii, tarihsel geçmişi, güzel mimarisiyle turistik ziyaretleri de hak ediyor. Bir de bahçe duvarıyla saklanmasa... Bahçesindeki ağaçların altından artık onların olmayan Büyükbaba evi önünde Neslihan’ı, Eser Hocam ve Fevzi ağbimle yan yana getirip fotoğrafını çekiyorum. Neslihan’ın her gelişinde önünde fotoğraf çektirdiği büyükbaba evi üçe bölünmüş olarak üç aileye evsahipliği yapıyor.
Eser Hocamız ve Fevzi ağbimize, Neslihan’ın yürüdüğümüz bu sokak hakkında anlatacağı çok şey vardı ancak sınırlı saatteki buluşmamız nedeniyle bu anlatım için başka gün görüşmek için anlaşıyoruz. Kim bilir Eser hocamız da engin bilgisi, bitmek bilmeyen araştırmacı ruhu, çalışkanlığıyla bize ne katkılar sunacaktır. Fevzi abimiz farklı mı? Tarihe insan kimliğinden bakarak tadına doyulmaz sohbetlerin insanıdır. Şimdi sözü bu sokakta doğup büyümüş Neslihan’a bırakmalı.
Doğup büyüdüğüm yerin Bayramyeri diye anılması ne güzel bir duygu... Ne de olsa bayramlar sevince açılan yollar değil mi? Günümüzde değil diyenlerinizi duyar gibi oluyorum. Nedenleriyle canınızı sıkmak istemiyorum çünkü savaşların, yıkımların bitmek bilmediği yaşlı dünyamızda canımızı sıkacak o kadar çok ve temel şey var ki... İşte bu sıkıntıları gezerek, görerek, tanıyarak, yaşayarak atabiliriz. Birbirimizden farkımız olmadığını anladığımızda belki dünyayı hep beraber döndürmeye çalışabiliriz.
2019 yılında Heyamola Yayınları Yayın Danışmanı Fergül Yücel’den, İzmir Serisi yayınları ikinci serisi için bir kitap teklifi aldım. Bu teklifi gazeteci kimliğimden aldığımı düşünürken Fergül hanım şöyle dedi: “Facebook........
© 9 Eylül Gazetesi
