menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sanatın uzun kışı

17 0
11.07.2025



​Gerek hayat, gerek sanat için durum hiç de iç açıcısı değildir. Biz bu yazılık işe sanat penceresinden bakmaya çalışalım.
​Geleneksel sanatlarımızla hayatı, “biz bize” tahammül edilebilir, direnilebilir, onarılabilir, sanatsal-kültürel mirasımızı kuşaklararası aktarılabilir halde tutabiliyorduk ama elbette yetmiyordu yetemezdi. Uzayda tek başına değil de, mademki bu dünyada yaşıyorsanız, insanlıkla buluşmak, kültürünüz ve sanatınızla bu büyük bahçeye eklenmek, öteki kültür ve sanatlarla buluşacak ortak dil, tavır ve üretim içinde olmak zorundaydınız. Bunu başaramadığınızda emperyalizmin kanlı kıskacındaki zavallısı, pazarı, kobayı ve kölesi olurdunuz. Bunu silahla, bilek gücüyle, kof hamaset fos celallenmeyle engelleyemezdiniz. Osmanlı biraz da bu yüzden çöktü, emperyalizm bu nedenle Osmanlı’nın coğrafyasını bölüşülecek pasta tabağı olarak gördü. İşte bu yüzden, bu topraklarda “ateşe ve ihanete” direnerek özgürlük ve bağımsızlık destanı yazanlar, bu destandan Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratırken, bu büyük toplumsal yapı öngörüsünün temelini kültür ve sanat harcıyla oluşturdular.
​“Az zamanda çok ve büyük işler yapanlar ordusu”, bu öngörünün gereklerini, olağanüstü bir başarıyla ve tez zamanda yerine getirdi. Kurumlar oluşturuldu, insan kaynakları ve en önemlisi bütün bunlar için gerekli iklim yaratıldı. Bugün bu ülkede hala sanattan, kültürden, bunlara dair algıdan, üründen ve üreticilerden, arz ve talepten yana tümce kurabiliyorsak, o günlere ve başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, yaratıcılarına çok şey borçluyuz.........

© 9 Eylül Gazetesi