menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

23 Nisan

7 3
25.04.2025

105 yıl halkların, ulusların ve devletlerin ömründe bir göz kırpması kadar kısadır. İşte belki de o yüzden, 650 yılını soyadı Osmanlı olan bir ailenin malı olarak yaşayan bu coğrafyada, TBMM’yi açmak, Cumhuriyeti ilan etmek, demokrasi deryasında kulaç atmaya başlamak ve her tarafından kemirilmesine rağmen, bu kadar kısa sürede ayakta kalkmayı başarıp, temel değerlerini vaz geçilemezlik mertebesine ulaştırmak gerçekten bir mucizedir. Bu mucizenin her basamağı, her aşaması elbette bir bayramdır, kutlamayı hak eder. Ancak unutulmaması gereken şey, kutlamayı hak etmenin ilk koşulunun öğrenmekten, anlamaktan, algılamaktan ve bir duruş olarak korumaktan geçtiğidir. İşte o zaman ve örneğin “Demokratik, laik, çağdaş hukuk devleti” olarak tanımlanan bir ülkenin yurttaşı ve toplumu olmanın hak, yetki ve sorumluluklarını anımsayacağız. İşte o zaman “Boşuna çekilmedi bunca acılar” diyerek, düne saygı, bugünlere özen, geleceğe sorumluluk içinde bakacağız. Bunları bilmeden, hissetmeden, onurunu ve sorumluluğunu önce kendimizde sorgulamadan, tartmadan, aynaya bakmadan, mümkünse önce kendimize çeki düzen vermeden, neyi ve neden kutlayabiliriz?

Bu satırlar, 23 Nisan 2025 Çarşamba günü, Bademler’in sakin ve ılık bahar sabahında yazılıyor. Az sonra giyinecek ve köyümüzün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına katılacak, “Küçük Hanımlar, Küçük Beyler”imizin etkinliklerini izleyecek, yürekten alkışlayacağız. Bir gün böylesi bayramlardan birini bizim köyde yaşamanızı dilerim. Keyfine, coşkusuna, seslenişine doyum olmaz. Bu işin bayram seyran kutlama tarafı. Gelin şimdi bu olağanüstü günün gerekçesi olan TBMM’ye ve çocuklarımıza bakalım.

Dünyada hiçbir meclis, bizim TBMM’mizin niteliklerine sahip değildir. Halkların, ulusların, memleketlerin kurtuluşunda, kuruluşunda pek çok örgütlenme modeli vardır. Çetelerden........

© 9 Eylül Gazetesi