SUSUZ YAZ 2025
Yıl 1950...Aynı zamanda avukat da olan yazar Necati Cumalı, Urla Adliyesi’nde duruşmasını beklemektedir...
O sırada Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki bir başka dava, yazarın ilgisini çeker...
O dava; sinemaya da tiyatroya da uyarlanacak ünlü yapıtı “Susuz Yaz’’a, filminin de 1964’te Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı Ödülü’nü kazanmasına kadar gidecek sürecin başlangıcı olacaktır.
“Susuz Yaz’’ın konusunu özetlersek; Urla’nın Bademler Köyü’nde yazlar hep kurak geçmektedir.
Köylü zor durumdadır. Tek su kaynağı vardır ortak yararlandıkları.
O da Osman Kocabaş’ın(sinemada Erol Taş canlandırmıştır) tarla sınırları içindedir.
Çok hırslıdır Kocabaş. Daha sonra kaynağı köyün kullanımına kapatır. Sahiplenmiştir suyu.
Tarlalar da kurumuştur, mahsul alamamaktadır köylü.
Bademler’in ileri gelenlerinin ikna çabaları boşunadır.
Su, köydeki dengeleri alt üst etmiştir.
Bademler sakinleri, çareyi dava açmakta bulurlar, ancak hakim Kocabaş’ı haklı bulur.
Büyük husumet doğmuştur artık, köyde huzur kalmamıştır.
Susuzlukta çile tavan yapmıştır.
Toplumumuzun özellikle Tevrat’taki “Habil ile Kabil” söylencesinden beri var olan şiddet yasalarının acımasız görüntüleri, mülkiyet sorunları, sanayileşmedeki toplumun çatışmaları sergilenir “Susuz Yaz”da.
Finalde kaynağın önündeki set kapağı açılır, kardeşinin (Hasan rolünde Ulvi Doğan) öldürdüğü Osman’ın cesedinin üzerinden sular süzülür…
xxxx
Edebi alanda ilk kez suyun paylaşımının bölüşülmesinin önemine değinen romandır da “Susuz Yaz”.
Urlalı yazar Cumalı öyküsü için şunları söylemiştir; ”Kırsal kesim insanlarının toprak ve su savaşlarını, cinsel sorunlarını,........
© 9 Eylül Gazetesi
