ÇAĞIMIZIN SON DİVASI; LEYLA GENCER
“Operacı olabilmek derin, hem de çok derin bir ihtirastır!” demiştir o!
Hemen Müzik Eleştirmeni Yazar Evin İlyasoğlu’nun dediklerine kulak verelim: “Leyla, İstanbul gibi bir şehirden, kimilerine göre ‘Orient’in gizemli dünyasından Avrupa’ya gittiğinde Türkiye’nin Batı’ya açılışı henüz otuz yıl bile olmamıştı. Batılılara göre Leyla çok farklı bir kültürün, hatta opera konusunda ‘kültürsüzlüğün’ çocuğuydu.
Gelin görün ki birçoğunun bu gözle baktığı, fakat ‘polifonik’ bir aile ortamında yetişmiş ve çocukluğu sayısız kitapların gölgesinde demlenmiş aynı Leyla, sahnede hayat verdiği onca personaj için o coğrafyanın kapısını da defalarca çalmıştır. Bu yüzden de kendi döneminde parmakla gösterilen onca yıldızla arasındaki rekabeti yıllara yaymayı başararak adeta ‘kültürlülüğün timsali’ olmuştur. Zira tam da bu noktada, opera camiasında ‘sesin tam çığlığa dönüşecek iken birden şarkıya dönüşmesi’ yani ‘Gencer stilinde okuyabilmek’ anlamına gelen ve literatüre girmiş ‘gencerate’ tekniğinin mimarı olduğunu dillendirmemek ise La Regina’ya haksızlık olur.”
xxxx
Leyla Gencer, opera dünyasının mabedi sayılan La Scala Tiyatrosu’nda sahne alan........
© 9 Eylül Gazetesi
