“MÜJDAT GEZEN’LE KÜREK ÇEKMEK”
Onlar çok çok iyi dosttur...
Kalpleri bir çarpar...
Derindir, içtendir...
Hani Bedri Rahmi yazmıştır ya “Dostluğumuz”şiirinde;
“Dostluk dediğin güzel bir kitap/ Hava gibi/ Su gibi/ Ekmek gibi/ Vazgeçilmez bir tad/ Sonuna kadar dayanmak şart/ Dostluk dediğin eşsiz bir kitap/ Sevmediğin sayfaları varsa atla/ Sayfayı kökünden yırtmak şart mı?”
İşte aynı öyledir onların çocukluk okul yıllarından günümüze dostluk serüveni...
Her gün mutlaka telefonla da olsa görüşürler, hâl hatır sorarlar...
Çokça da tanık olmuşumdur buna...
Bir itiyattır (alışkanlıktır) artık onların her gün görüşmeleri…
Bazen şakalaşırlar, bazen kederlenir, hüzünlenirler.
Şairin dediği gibi;
“Yarin yanağından gayrı” her şeyi paylaşırlar, kardeşliği savunurlar…
Onlar;
Uğur Dündar ve
Müjdat Gezen’dir!
“1000 Yıllık Dostlar”dır…
**
“Haramzede”,
“Güneş Ufuktan Şimdi Doğar”, “Yalandan Kim Ölmüş”, “İyi Uykular Sayın Seyirciler”, “Geldikleri Gibi Giderler”, “Ya Atatürk Olmasaydı”, “O Halde Biz Anlatalım”, “Vah Ülkem Vah”, “İnan Kardeşim Kazanacağız”, “Pazarlık Yok”,........
© 9 Eylül Gazetesi
