menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vera Dumesnil’in işgal İstanbul’u

20 0
17.08.2025

VERA DUMESNİL’İN HATIRALARI NE ZAMAN YAYINLANDI?

Vera Dumesnil’in “İşgal İstanbulu” kitabını büyük bir keyifle okudum. Vera bir çok şeyi yanlış anlasa da. Yazar bir Rus aristokratı. Fransız amiral Charles HenriDumesnil’in eşi. Nasıl bir bağlantı ile evlendiklerine ilişkin bir bilgiye ulaşamadım. İstanbulda üç yıla yakın kalıyorlar. İstanbulun en kaotik dönemi bu. (1920-1923)

Kitap Çelik Gülersoy’un İstanbul Kitaplığını yeni kurduğu sırada çevrilmiş: 1993. Çevirmen şimdilerde Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Devletler Hukuku profesörü Akif Emre Öktem. Emre arkadaşım olur.

Bir çok önemli olaya şahitlik ediyorlar. Örneğin Bolşeviklere yenilen Beyaz Rus ordusunun Kırım’ı tahliyesi. Bu operasyonu Amiral Dumesnil organize ediyor. Fransız ve Rus donanmasının gemileri ile bu iş gerçekleştiriliyor.

Kiitabın önemlice bir kısmı mülteci ve muhacirlere ayrılmış. Temel tema insani yardım. Beslenme ve barınma.

Bir başka dikkat çeken konu diğer müttefik ülkelerin diplomatları, yüksek rütbeli subayları, eşleri ve diğer yöneticiler. Onlarla olan ilişkiler.

KONT OSTROROG YALISINDA KİMLER NASIL YAŞIYOR?

Günümüzde Rahmi Koç’un mülkiyetinde olan Kandilli’deki Comte Leon Ostrorog yalısı hatıralarda çok merkezi bir yer tutuyor.

Yalıda Fransız büyükelçisi Norman eşi Elizabeth ve Ahmet Arif Paşa (Sarıca) ailesi birlikte oturuyorlar. Her iki ailenin çocukları var. Ahmet Arif Paşa, Abdülhamid’in başmabeyncisi Eğribozlu Sarıca Ragıp Paşa’nın kardeşi. İlginç bir şekilde Atina’da tıp okumuş. Arif Paşa’nın bir köşkü Moda’da buluyor. Günümüzde Ayşegül Sarıca’nın ikametgahı.

Ahmet Arif Paşa genç bir hanım ile evli. Eşi 35 yaşında. Kendisi 80. İki çocukları var. Paşa bir süre sonra yalıda ölüyor. Genç eşinin saraydan çıkma olduğu söyleniyor.

Aralarda Kontes Ostrorog’dan ve yakışıklı çocuklarından bahsediliyor. Ama Kont ortada yok. Güçlü bir ihtimalle Avrupa’da başka işlerle meşgul olmalı. Kendisi Polonya asıllı bir Fransız. İttihat ve Terakki hukuk reformları için layihalar hazırlamış önemli bir hukukçu. Devrimden sonra “The Angora Reform” kitabının yazarı.

Yalıda Ahmet Arif Paşa ailesi, Fransız büyükelçinin ailesi ile nasıl birliktke oturuyor pek belli değil. Rahmi Koç yalıyı Kontun mirasçılarından aldığını göre mülkiyet 2000’lere kadar o ailede kalmış. Yalının Haremlik ve Selamlık bölümleriiki ailenin bir arada yaşamasına imkan veriyor. Yalının toplam yaşam alanı 684 metre kare.

Büyük bir ihtimalle selamlık tarafında oturuyor Arif paşa. Yalıya Küçüksu Kasrı tarafından dikkatle baktığınız da geçişli iki bina olduğunu anlarsınız. Küçük olan Selamlık binasıdır.

Yalıda sünnet, evlilik, cenaze törenleri yapılıyor. Önemli diplomatik misafirler ağırlanıyor.

Osmanlının son döneminin meşhur hadım Selim Ağası yalının hizmet kadrosunda. Sanırım Arif Paşa üzerinden bir bağlantı ile.

Bir tarafta Rus mültecilerin hayata tutunma çabaları, öte yandan müttefik yöneticilerinin kendi aralarındaki çelişkiler kitaba yansımış.

AMİRAL CHARLES HENRİ DUMESNİL KİM?

Kitabın yazarı Vera’nın eşi Amiral Dumesnil, Fransanın Yakın doğu filosunun komutanı. İki önemli olayda yer almış. Biri Kırım’ın tahliyesi. (1920) Kadınlı erkekli 150.000 kişiyiKaradenizi baştan başa katederek İstanbul’a ulaştırmış. Gemiler ağzına kadar dolu olmalı. Bazı gemiler yolda arıza yapıyor ve yedekte çekilerek getiriliyorlar.

Nakil sırasında torpidolardan biri alabora olmuş ve batmış. Açık denizde kayıplara karışmış. Kafile yola devam etmiş. Amiral böylesine büyük bir operasyonu yönetmiş.

Şehir civarında mülteciler için kamplar kurulmuş. Maltepe, Yıldız, Gülhane, Tarabya, Taksim, Selimiye ve Zeytinburnu . Gemilerde kalan insanlar da var. Kaynakları son derece sınırlı bir şehrin bu kadar büyük bir insan kitlesini barındırması besleyebilmesi ciddi sıkıntılar yaratacak.

İkinci misyonu ise İzmir yangınına müdahalesi. Ve bir rapor hazırlaması. (1922)

İSTANBUL’DA FRANSIZ OKULLARI

Elizabeth’in Christine adında bir kızı var. Onu Notre Dame de Sion’a vermişler. Eğitimden çok memnunlar. Türkiye’deki Fransız okulları Katolik ya da Lazarist. Osmanlı hükümeti savaş boyunca yabancı okulları kapatmamış. Eğitim – öğretim faaliyetlerine izin verilmiş.

ELIZABETH KANDİLLİ’DEN BEBEK’E YÜZEREK GEÇİYOR

Fransız büyükelçinin eşi Elizabeth iyi bir yüzücü. Kandilli Bebek arasını yüzerek geçebiliyor. O da Veragibi Rus asıllı.

Boğazda akıntıyla İstanbul Boğazından Marmara’ya geçen at ölüleri var. Bunlar savaş sırasında ölmüş ve Karadeniz sahillerinden gelmiş olmalılar. Vera Elizabeth’in bunlara duba gibi tutunarak karşıya geçtiğini yazıyor.

VERA’NIN GÖZÜNDEN MÜTAREKE İSTANBUL'U

Savaşın galipleri Osmanlı hükümeti nezdinde (İstanbul’a) Yüksek komiserler atıyor. Bu diplomatik bir görev. Askeri değil. Lozan barışına imza atanlar Rumbold ve Pelle gibi yüksek komiserler. Bir de askeri işgal yönetimi var. Harrington, Charpy, Montbelli gibi generaller en çok hatırlanan isimler.

Vera’nın eşi Fransız donanması komutanı Amiral Dumesnil. Kitapta diplomatlar, komutanlar ve eşleri ile ilgili kimisi abartılı epey hikaye mevcut .

Hatıraların son bölüm notlarından Amiral’in ölümünden sonra yazıldığı anlaşılıyor. (1946)

Kitabı okurken İstanbulu dolduran muhacir ve mültecilerin yarattığı kaos adeta bir film şeridi gibi geçiyor insanın gözünün önünden.

Beyoğlunda hafif toplarını sürükleyerek dolaşan Rus subaylarının yaratığı şaşkınlık, boğazya akıntıyla sürüklenen at ölüleri. Vera da Fransız elçi Normand’ın eşi gibi bir Rus aristokratı.

KİTAPTA SÜREKLİ BAHSEDİLEN ALEXANDRE KİM?

Kitapda epey söz edilen bir kişi Alex, ya da Alexandre, Fransız elçinin Rus eşinin kardeşi. Kırımdan hasta olarak İstanbul’a gelenlerden biri de o. Tedavi ediliyor. Kurtarılıyor. Alexandr daha sonra Ostorog yalısında evlendirilecek.

ŞEHİRDE SOSYAL ÇÖKÜNTÜ ORTAMI : NÜFUS YAPISI DEĞİŞİYOR

Birçok kışla göçmenlere tahsis edilmiş. Örneğin Davutpaşa kışlası çocuklu kadınlara, öksüz ve yetimlere tahsis edilmiş. Dünya savaşı devam ederken Anadolu’dan İstanbul’a Rum ve Ermeni göçü var. Kendilerini daha güvende hissettiklerinden olsa gerek.

Büyük zaferden sonra da bu defa Batı Anadolu Rumları Ege adalarına veya Bandırma-Erdek üzerinden İstanbul’a göç etmeye başladılar.

Lozan’da mübadele anlaşması yapılırken “etablis” tartışması buradan çıkacak. Etablis İstanbul’un yerlisi kimdir? Kim mübadele dışı tutulacak tartışması başlıyor. İstanbul’un yerlisi olmayan Patrik sınır dışı edilecek.

Diğer önemli bir nüfus hareketi Wrangel ordusunun Kırım’dan gelişidir. Wrangel ordusu, Don kazakları ve Beyaz Ordu’dan oluşuyordu. 1920 kasımında çoğunluğu Fransız gemilerinden oluşan bir filo ile tahliye edildiler. Sayıları 150.000 kişi civarında idi.

Mülteciler üç gün ayakta ve gayri insani koşullarda bir yolculuktan sonra İstanbul’a ulaşıyorlar. Sadece siviller için İstanbul civarında kamplar kuruluyor. Askerler Gelibolu ve Limni’ye gönderiliyorlar. Wrangel’in ailesi Heybeliada’ya yerleştiriliyor.

KIŞLALARIN MÜLTECİLERE TAHSİS EDİLMESİ

Taksim Topçu Kışlası, Davutpaşa Kışlası, Gümüşsuyu Kışlası, Dolmabahçe’nin arkasındaki Istabl-ı Amire (ahırlar ve barakalar) insanları barındırmak için kullanılmaya başlandı.

Elizabeth, yardıma muhtaç insanlar için şehirdeki bütün müttefik komutanlarla temas halindeydi. De Robeck ve Bristol ile görüşüyor: Çorba ve çay temini için. Gemilerdeki sahra tipi mutfakları kullanılmak üzere almayı başarıyor. Elizabeth girişken ve örgütçü bir kadın. Binlerce insana birkaç kap yemek ve çay temin edebilmek için uğraşıyor. Büyük ölçüde de başarılı oluyor.

Fransız arın nerede olduğunu tam anlayamadığım bir hastaneleri var. Adı Jean d’Arc Hastanesi. Belki de geçici bir hastane.

BİR RUS KADININ TRAJİK ÖLÜMÜ

İstanbul’da ölen mülteci Ruslar Ortodoks mezarlıklarına gömülüyorlar. Trajik bir ölüm Maria İvanova’nın ölümü. İvanova Kırım'daki büyük panikte sadece üzerindekilerle gemiye binebilmiş. Bazı kadınlar tedbirli davranmışlar. Mücevherlerini elbiselerinin içine........

© 12punto