menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dış politika, milli güvenlik ve ulusal çıkar ilişkisi

18 4
02.06.2025

Dış politika; devletin güç unsurlarıyla, devlet kapasitesiyle ilgili bir alandır. Devlet kapasitesi, devletin dış politikadaki etkisinin de sınırlarını çizer. Ülkenin bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği ve siyasal birliğini korumak ve pekiştirmek, devletin etkisini, itibarını, caydırıcılığını artırmak, ulusun çıkarlarını savunmak ve geliştirmek, dış politikanın önceliğidir. Hemen belirtelim, ulusal çıkar kavramı da çok tartışmalıdır. Ulusal çıkar, gerçekte kimin çıkarıdır sorusu sorulur doğal olarak. Çünkü egemen sınıflar, kendi çıkarlarını ulusal çıkar olarak gösterirler hep.

Dış politika; doğası gereği karmaşık, istikrarsız, gerilimli, rekabetçi, kargaşa dolu bir alan olan uluslararası ortamda yapıldığından, konjonktür önemlidir. Hatta belirleyicidir sıklıkla. Dış politikada o nedenle, daha etkin veya daha zayıf olunan dönemler olur. Kırılmalar olur, endişeli süreçler olur. Karşıt ittifaklar arasında, ittifakların kendi içinde sorunlu, sıkıntılı evreler olur, sorunlar olur, konu başlıkları olur, gündem maddeleri olur. İttifakların çoğaldığı, çeşitlendiği, etkilerini artırdığı veya çatırdadığı, dağıldığı, etkisini yitirdiği yıllar olur.

Kendi tarihimizden örnek verelim hemen. Türkiye; Kurtuluş Savaşı sonrasında, 2. Dünya Savaşı sonrasında, Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ve Soğuk Savaş sonrasında, yalnızlık endişesi yaşamıştır. Batı kurumlarının, batılı ittifakların içinde olsa bile, bu ittifakların içindeki konumu, dış siyasette olsun iç siyasette olsun hep tartışılmıştır. Özellikle 1952’de üye olduğumuz NATO içindeki konumumuz, 1960’larla birlikte, iç siyasetteki gelişmelerin de etkisiyle, daha fazla tartışılır, sorgulanır, eleştirilir olmuştur. 12 Eylül 1963 tarihli Ankara Antlaşması’ndan bu yana ilişkilere sahip olduğumuz Avrupa Birliği’yle, halen üye olamayışımız nedeniyle yaşadığımız sorunlu ilişki, sadece dış siyasetin değil, iç siyasetin de önemli bir gündem maddesidir. Türkiye’nin, 1 Ocak 1996 tarihinden bu yana Gümrük Birliği’ne dahil olduğu, Avrupa Birliği üyesi olmadan, Gümrük Birliği üyesi olan ilk ve tek devlet olduğu, Gümrük Birliği’nin günümüz koşullarına göre ve ülkemizin talepleri doğrultusunda güncellenmesine yönelik haklı........

© 12punto