Washington’da aranan 'Meşruiyet'... bulundu mu?!
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun ifadesiyle, “adeta yalvararak” alınan randevu sonucu Perşembe günü gerçekleşen Erdoğan-Trump görüşmesinin, aylarca hatta yıllarca konuşulması gerekiyor.
Evet, önceki ABD ziyaretlerinden de hep bir tomar “ev ödevi” ile dönüldü, ama bu seferki gerçekten çok farklı.
Trump’ın, “Onun (Türkiye değil Erdoğan’ı kast etmesi) bazı şeylere ihtiyacı var, bizim de bazı şeylere ihtiyacımız var. Ve bir sonuca varacağız.” demesi...
Türkiye’nin Rusya’dan petrol ve doğal gaz alımını durdurmasını istemesi yani egemenlik hakkımıza müdahale etmekle kalmayıp, “Ben istersem yapacaktır.” iddiasında bulunması...
F-35’ler konusunda anlaşma yapmadan önce “Erdoğan’ın da kendileri için bir şeyler yapacağını” söylemesi...
Ve Erdoğan’ın bu konularda tek kelam etmemesi yeter de artar bile!..
AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana “Ankara’nın şerrinden” Brüksel ve Washington’un “şefaatine” sığındığı çokça yazıldı, konuşuldu.
Muhalif olduğu dönemde MHP Lideri Bahçeli de bu konuda hiç lafını esirgemedi ve örneğin sık sık şunları vurguladı:
“Gücünü, siyasetini ve yönünü tamamen dış güçlerin rüzgârına bırakan AKP hükümeti milli olma vasfını ve meşruiyetini kaybetmiştir... Hükümetin, Vaşington’da, Brüksel’de, Erbil ve Erivan’da düşürdüğü kimliğini, aradığı meşruiyetini Milli Mücadelemizin merkezi olan Başkent Ankara’da ve Meclis çatısı altında bulması artık mümkün değildir.”
“Önümüzdeki dönem yedi yıldır taviz ve teslimiyeti, başkent başkent gezmeyi, toplantılarda boy göstermeyi dış politika zanneden AKP’nin artık tamamen dar bir alana sıkıştığı ilkesiz ve dayatmalara açık siyasetinin bütün gerçeği ile görüneceği bir dönem olacaktır... Küresel güçle sürdürülen yanlış ilişkilerin ve talip olunan küresel projelerin Türkiye’yi getirdiği nokta kamuoyunun malumudur.”
“Meşruiyet kazanmanın ev ödevi olarak görerek verilen bunca tek taraflı tavize rağmen, bunca........© 12punto
