Ahlak bekçisi iktidar medyası işbaşında
Gazetecilerin, mesleğin doğası gereği özgürlüklerden yana olması gerekir, ama maalesef iktidar medyası, sanat ve kültür alanındaki yasak ve baskıların destekçisi konumunda. Hatta bazen sanatçılara yönelik linç dalgası sosyal medyadan önce gazetecilerden başlıyor. Ardından gelsin konser yasakları, erişim engellemeleri, soruşturmalar, gözaltılar, tutuklamalar…
Anımsarsınız, sanatçı Gülşen, sahnedeki dekolte giysileri nedeniyle sürekli iktidar medyasının hedefindeydi. Sonunda 2023 yılında İstanbul’daki bir konserde imam hatip liselilere yönelik sözleri fırsat oldu. Trollerin ve iktidar medyasının kampanyası sonucunda Gülşen tutuklandı ve dört gün hapiste kaldı; “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla 10 ay da hapis cezasına çarptırıldı. Hâlâ da Gülşen’in giysileriyle uğraşıyorlar.
LeMan dergisi de savaş karşıtı bir karikatür nedeniyle önce sosyal medyada sonra da iktidar medyasında hedef alındı. “LeMan’dan alçak karikatür” haberleri birbirini izlerken Anadolu Ajansı bile “LeMan dergisinden Müslüman karşıtı karikatür” diye yazdı. Sonuçta dergi basıldı, soruşturma açıldı ve “dini değerleri aşağıladıkları” gerekçesiyle dergiden dört kişi tutuklandı; savcılığın tahliye istemine rağmen 2.5 aydır da cezaevindeler.
LeMan ve Gülşen’de olduğu gibi, sanatçılar ile sanata yönelik baskılara uydurulan dört gerekçe var; “müstehcenlik”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “dini değerleri aşağılama”, “aile kurumuna zarar verme”. Dördünün de kapsamı ve sınırları net olmadığı için medyanın da desteğiyle bir kesimin ahlak, din ve değerler anlayışı toplumun tümüne dayatılmış oluyor.
Bu ay içerisinde sanatçılar ile kültür ve sanat ürünlerine yöneltilen baskılara iktidar medyasının katkısını ve desteğini şöyle sıralamak mümkün:
Yeni Akit, Manifest grubunun 18 konseri öncesinde “Teşhirci hayasızlara dur denilsin” haberi yaptı; grubun yarı çıplak kıyafetlerle müstehcen gösteri yaptığını öne sürdü. Yeni Şafak da Manifest grubunun konser sonrasında gözaltına alınmasına “Hayasızlığa soruşturma” haberiyle destek verdi. Grubun, Türkiye turnesi iptal edildiği gibi konser görüntülerine de erişim engeli getirildi.
Müzik grubu Sarinvomit’in beş üyesi, “dini değerlere hakaret içeren şarkı sözlerini sosyal medyada paylaşarak halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettikleri” suçlamasıyla tutuklandı. Yeni Şafak, “Din düşmanı müzik grubu cezaevinde” haberini yayımladı.
“Kızılcık Şerbeti” dizisinin senaristi Merve Göntem’in dört yıl önceki bir dizideki karakteri anlattığı söyleşisi, sosyal medyada yeniden gündeme geldi. “Kızılcık Şerbeti” dizisine bir süredir tepki gösteren medya, bu fırsatı kaçırmadı; söyleşiyi Aydınlık “Fuhuşu meşrulaştırdı”, Takvim, “Fuhuşu normalleştirdi, escortluğu övdü” haberi yaptı. Sabah’ta Yüksel Aytuğ, “Fuhuşu savunan dizi senaristi” diye yazdı. Türkiye gazetesi, senaristin gözaltına alınmasını “Fuhşa teşvik eden senarist için adli kontrol” haberiyle meşrulaştırdı.
Isparta’da düzenlenen Otomobil Sporları Fuarı’nda bir kadının minibüs üzerindeki dans görüntüsü önce sosyal medya ve yerel medyada yayıldı; sonra Yeni Akit, “Bir şehrimiz bu olayı konuşuyor! Bu nasıl bir rezillik böyle?” haberi yaptı. Ardından Isparta Valiliği olaya ilişkin soruşturma açıldığını duyurdu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın, “aile kurumuna zarar verebileceği ve toplumda infiale yol açabileceği” gerekçesini öne sürmesiyle Mabel Matiz’in “Perperişan” adlı şarkısına YouTube, Spotify ve Apple Music’te erişim engeli getirildi. Sonra da İçişleri Bakanlığı suç duyurusunda bulundu. Akşam, “ahlaksızlık” derken, Yeni Akit’te İhsan Karahasanoğlu da Mabel Matiz’in “dini değerleri tahrik etmek istediğini” öne sürdü.
Sadece 20 günlük derleme bile iktidar medyasının yasakçı ve dayatmacı zihniyetin “ahlak bekçisi” olarak gördüğü işlevi çarpıcı örneklerle kanıtlıyor. Çare yok, bu yasakçılığı teşhir etmek, sanat ve kültür alanında özgürlükleri savunmak da yine biz gazetecilerin görevi.
Cumhurbaşkanı Tayyip........
© 12punto
