menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump'ı ikilemde bırakan yapısal sorunlar

6 0
13.07.2025

ABD Siyaseti'nde Kronik Netanyahu Sendromu

İran'ın nükleer tesislerine yapılan 22 Haziran'daki müdahalenin ardından, Netanyahu'nun 7 Temmuz'da gerçekleştirdiği Beyaz Saray ziyareti trajikomik görüntülere sahne oldu. Trump'ın narsistik kişilik özelliklerini iyi analiz eden Netanyahu, Nobel Barış Ödülü'ne Aday gösterdiği Trump'a, Nobel komitesine yolladığı mektubun bir kopyasını takdim etti. Prof. Sam Edwards'ın ifadesiyle, "adama oynamanın" artık belirleyici bir unsur olduğu küresel diplomaside, gelinen bu seviye muhtemelen Trump'ı bile şaşırtmıştır. Fakat Netanyahu'nun 'Trump odaklı' diplomasi hamleleri ne derece işe yarar, orası tartışılır. Trump, Netanyahu'nun ABD'yi kendi çıkarları doğrultusunda Orta Doğu'daki çatışma ortamına çekmeye çalıştığının farkında. Daha da önemlisi, Trump, bu sürecin kendi başlattığı MAGA hareketine ve America First çizgisine ters düştüğünün de bilincinde.

Şimdilik sonlanmış gibi görünen İsrail/İran çatışması, Trump için ciddi bir test ve uyarı niteliği taşıyor. Trump yakın gelecekte Netanyahu kaynaklı oluşabilecek siyasi baskıların ve bunun Cumhuriyetçi Parti iç dinamikleri için ihtiva ettiği tehlikenin farkında. Netanyahu'nun Aralık sonunda Trump'la yaptığı ve "çok samimi ve sıcak" geçtiğini belirttiği görüşmenin ardından, 9 Ocak'ta Trump, Truth Social'da Prof. Jeffrey Sachs'ın Netanyahu hakkında yaptığı konuşmanın videosunu paylaşmıştı. Sachs, "derin ve karanlık bir O. Ç." olarak tanımladığı Netanyahu için, Amerikan dış siyasetini manipüle eden ve Orta Doğu'da bitmek bilmeyen savaşların asıl sorumlusu olarak bahsediyordu. Trump'ın dolaylı yoldan Netanyahu'ya verdiği ironi içeren bu karşılık, her iki siyasetçinin de içine düştüğü çaresizliği ve tatsız bir menfaat ilişkisini gözler önüne seriyor.

6 Şubat Beyaz Saray ziyaretinde Netanyahu, Trump'a, Eylül 2024'de Mossad'ın Lübnan'daki Hizbullah unsurlarını ortadan kaldırmak için kullandığı çağrı cihazlarına atfen altın kaplama sembolik bir çağrı cihazı hediye etmişti. Başkan Yardımcısı J.D. Vance'e de gümüş kaplamalı olanı verildi. Anonim kaynaklardan sızdırılan bilgiye göre, Trump'ın bu hediyeden pek de hoşlaşmadığı sonradan Beyaz Saray çevresinde konuşulmuştu.

Netanyahu'nun diplomasi hamlelerinden çıkarılabilecek olası sembolik anlamlar bir yana dursun, gerçek şu ki, Ortadoğu söz konusu olduğunda Amerikan dış siyaseti tutsak bir konumda. Bu çaresizliği en son Ekim 2023'de, partisinin genç kanadından yükselen sert itirazlara rağmen Gazze'de yaşanılanlara kayıtsız kalan Biden'da da görmüştük. Trump gibi Netanyahu'dan haz etmeyen Biden, daha Temmuz 2023'de Netanyahu için, "İsrail ve Filistin arasındaki gerilimi devamlı yükselten, İsrail tarihinin en radikal hükümeti" diyerek hoşnutsuzluğunu ifade etmişti.

CUMHURİYETÇİ PARTİ'DE KİMLİK MÜCADELESİ

Trump kendi bünyesinde birbiriyle çatışan iki farklı siyasi hareketi gözetmek ve parti içi dengeleri korumak zorunda. Lindsey Graham gibi Neocon figürlerin başını çektiği kurumsal Cumhuriyetçilerle, Marjorie Taylor Greene gibi genç jenerasyonun öncülük........

© 12punto