menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir kare fotoğrafın faturası...

15 1
01.04.2025

AKP'yle iç politika ve dış politika arasındaki çizgi giderek silikleşti.

İktidar için dış politika, içeriyi tahkim etmek için kullanılacak, sağdan soldan sıcak para gelmesini sağlayacak, Türkiye ve periferinde "İhvancı Hilafet'in" zeminini oluşturacak bir aparattan ibaret.

Ne memleketin ve milletin âli menfaatinin, ne küresel ve bölgesel dengelerin önemi var. Bütün mesele siyasal İslamcı zihniyetin varlığını sürdürmesi için gerekli malzemenin temin edilmesi...

Geçtik artık rasyonaliteyi, bu "ideolojik" bile değil!

Sadece "gibi..."

Say ki, Doğan görünümlü Şahin...

Aslında bu, Makyavel'e bile rahmet okutacak fütursuz bir pragmatizm.

Ne yaparım ne ederim de iktidarda kalırım... Nasıl olsa memleket, yağma Hasan'ın böreği!

Geçen hafta, Tayyip Erdoğan'ın Trump'la yaptığı telefon görüşmesinden sonra düğmeye bastığını, Ekrem İmamoğlu'nun önce diplomasının iptal edildiğini sonra da tutuklandığını yazmış, "Bu taraftan yapılan resmi açıklama, ilk bakışta sade suya tirit gibi görünse de içinde bazı önemli ipuçları var. En azından denklemin nasıl kurulduğunu anlayabiliyoruz" demiştik.

Bunun, "senin menfaatine halel getirmem ne istersen yaparım ama karşılığında sen de benim koltuğumu korumama destek ver, içeride yapacaklarıma ses çıkarma" uzlaşısı üzerine kurulu olduğu çok belliydi.

Yani bir nevi, sen benim sırtımı kaşı ben de seninkini, vaziyeti…

Sonra yavaş yavaş görüşmenin içeriği sızmaya başladı.

Trump demiş ki, bölgesel politikalarımızda sizinle çalışacağız.

"Ortadoğu'da birlikte çalışalım" filan değil. Dosdoğru ABD'nin politikalarında Tayyip Erdoğan ile çalışacaklarını söylemiş.

AKP'nin selvi........

© 12punto