Aşk
Orkestranın adrenalin, dopamin, noradrenalin yaylı sazlar üçlüsünün baş döndürücü müziğinin eşliğinde östrojjenle testesteron çılgınca dans etmeye başlarlar. Gözleri dünyayı görmez. Birbirleriyle bütünleşirler yekdiğerinde kaybolurlar.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamazlar. Endorfin kemanıyla sakin ve dinlendirici müziğiyle çiftin ruhlarını yeniden sarmalar. Huzurla birbirlerine sarılırlar. Dingin ve sakin bir biçimde yavaş müziğin keyfini çıkartırlar. Önce uzaktan gelen yumuşak sesiyle oksitosin yakınlaştıkça çift müthiş bir huzurun sarmalı içinde bir kez daha yakınlaşırlar ve bütünleşirler.
Bu romansın sürekliliği erkekte vazopressin kadında ise oksitosinin uyum içinde dansa devam etmeleriyle mümkün olacaktır.
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.
Aşık Veysel ise: Seversin Kavuşamazsın aşk olur demiş.
Aşkın zorluğu binlerce kez yazılıp çizilmesine rağmen hâlâ tam olarak açıklanamayıp tanımlanamamasında.
Nörobilimle tanışınca biraz rahatlamıştım. Aslında duygularımız ve arzularımızı dizginlemek bizim elimizde değildi. Ohh. Cevabını bulunca rahatlıyorsun bir süre için.
Sonra yine sorular içimi kemirmeye başladı. Neden “O”. Onlarcasının içinden sen mi seçiyorsun yoksa o mu seni seçiyor ya da ilk görüşte aşk dendiği gibi birbirinizi mi seçiyorsunuz?
Tevellütten ötürü yine bizim zamanımızda........
© 10 Haber
