Kısa Yazmak (ve Konuşmak) Olgunluk İşaretidir
Türkiye’de kitap okuma oranlarının düşük olduğu artık ezberlenmiş bir veri. 20 sayfalık kitap özetlerine bile göz atılmıyor; kısa videolar, hızlı mesajlar tercih ediliyor.
Dün Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) toplantısında karşılaştığım dostum Uğur Yüce, yine tam yerinde bir uyarıda bulundu:
“Çok güzel yazıyorsun, hep yeni şeyler öğreniyoruz ama yazılarını biraz daha kısa tutsan iyi olur. Artık uzun yazı değil, kısa yazı bile okunmuyor.”
İçimden önce, “Ama anlatılacak çok şey var,” demek geçti. Sonra durup düşündüm. Haklıydı.
Ve fark ettim: Sadece bugünün dijital çağında değil, her dönemde geçerli olan bir gerçek var: Kısa yazmak, bir beceri değil, bir olgunluk işaretidir.
Genç bir diplomatken sabahları International Herald Tribune alır, Henry Kissinger ve Zbigniew Brzezinski gibi büyük stratejistlerin yazılarını kahvaltı masasında okurdum.
İlk tepkim çoğu zaman şöyleydi:
“Bu mu yani? Bu kadar sade ve kısa mı? Bunu ben de yazarım!”
Yıllar geçtikçe........
© 10 Haber
