Tanrının ne düşündüğünü bilebilir miyiz? İndeterminizm ne kadar gerçek?
Hiç böyle bir yazı yazmayacaktım, bu sabah Karar gazetesinde İskender Öksüz’ün yazısını görünce gönlüm buna meyl etti.
İskender Öksüz, benim maalesef çok geç tanıdığım, ülkemizin önemli bir bilim felsefecisi. Her hafta yazılarını büyük bir merakla takip ediyorum.
Geçen hafta sosyal bilimlerin ne kadar bilim olduğunu tartışmıştı, bu hafta sebep-sonuç ilişkisi üzerine yazmış, konuyu determinizm-indeterminizm tartışmasına getirecek ama yeri yetmemiş, tamamlamayı haftaya bırakmış. Ne diyeceğini merakla bekliyorum ama biraz rol çalma ayıbını yapma pahasına aynı şeyi yazmadan duramadım.
Determinizm, evrende her şeyin yerini, hızını ve yönünü bilecek olursak gelecekte o şeylerin nerede olacağını da bileceğimize dair bir saptama.
Fizik bilimine ve dolayısıyla felsefeye determinizm Sir Isaac Newton’la girdi. Newton bize gezegenlerin gelecekte nasıl davranacaklarını önceden bilmenin yolunu gösterdi. Onun yıllarca evinde sakladığı bu teorisini anlattığı kitabının basılmasını sağlayan Edmund Halley, Newton’a güvenerek bir iddiaya girdi, bir kuyruklu yıldızın 75 yıl sonra yeniden dünyamızdan görüleceğini söyledi. İddiayı kazandı ama o sırada artık yaşamıyordu, biz o kuyruklu yıldıza Halley adını verdik. Halley dünyamızda en son 1986 yılında gördük, günlerce gökyüzünü süsledi. Bir daha gelişinde kaçımız hayatta olacak bilmiyorum ama 2061’de yeniden dünyamızı ziyaret edecek.
Halley’den daha yakın bir örnek vereyim determinizm için. Bu akşam hem dolunay var hem de ay tutulması. Bunun olacağını da yıllar öncesinden beri biliyoruz, saatine, dakikasına kadar. (Benden tavsiye saat 21.00 civarında manzara çok güzel olacak, başınızı gökyüzüne çevirin.)
Newton mekaniği bize basitçe bilimdeki sebep-sonuç ilişkisini verir. Sebepler aynıysa sonuçlar da aynı olur her seferinde.
Ama dünyamız son 100 yıldır “indeterminizm çağı”nı yaşıyor. Ne demek indeterminizm? Determinizm kelimesini eğer “belirlenebilirlik” diye Türkçe söylüyorsak, indeterminizm de “belirlenemezlik” anlamına geliyor. Tam tersi yani.
İndeterminizm ilkesi, büyük Alman fizikçi Werner Heisenberg’in aynı isimli ilkesinden kaynaklanır. Heisenberg, atomun içindeki elektronun hızını ve yönünü aynı anda bilemeyeceğimizi söyler. Ya birini biliriz ya diğerini ama ikisini birden değil. İkisini birden bilemezsek o elektronun bir sonraki hareketini de mümkün değil kestiremeyiz.
Bu, bir felsefi inancı (determinizm) kökünsen sarsan bir iddia olduğu için başından beri çok tartışıldı. Heisenberg’in bu ilkesini çürütmeye çalışanların en ünlüsü Albert Einstein’dı; türlü çeşitli düşünce deneyleriyle Heisenberg’in söylediğinin “ne kadar saçma” olduğunu kanıtlamak istedi.
Einstein’ın bu deneylerinin en ünlüsü ‘EPR’ diye bilinen, Podolsky ve Rosen isimli iki başka fizikçiyle birlikte yazdığı ve bütün fizik bilimi tarihinin en fazla atıf alan makalesi olan makalede anlatılan düşünce deneyiydi.
EPR’de anlatılan düşünce deneyi şöyleydi: İki tane elektron düşünün, birbirleriyle........
© 10 Haber
