CHP’nin çözüm komisyonuna girmeme lüksü var mı?
Ülke siyasi gündeminin ve CHP’nin özellikle 19 Marttan beri siyasi gündeminin bir numaralı maddesi, demokratikleşme, demokrasi ve hukuk devletindeki geri gidişlerin durdurulup sürecin tersine çevrilmesi. Öyle değil mi?
İfade özgürlüğünü sınırlayan yasaların ve fiili uygulamaların sona erdirilmesi, seçmen iradesine karşı kamu gücü ve adli güç kullanılmasının sınırlanması, hatta tamamen engellenmesi, yerel yönetimler üzerindeki merkezi idare vesayetinin tamamen kaldırılamıyorsa bile hafifletilmesi, yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılması değil mi? CHP aylardır bu amaçla “Millet iradesine sahip çıkıyor” adıyla mitingler yapmıyor mu?
Aynı CHP daha birkaç yıl önce Avrupa Yerel Yönetim Şartı’na taraftar olduğunu ilan etmedi, bireysel özgürlükleri genişleten bir anayasa taslağına imza atmadı mı?
Bütün bu soruları soruyorum, cevap almak istediğim için değil. Hepsinin cevapları belli, ben hatırlatmaya çalışıyorum sadece çok da uzak olmayan, hatta güncel olan geçmişi.
Bugünlerde Cumhuriyet Halk Partisi sıkıntılı. Sıkıntının sebebi, Meclis’te kurulan ve temel görevi Kürt sorununa çözüm önerilerini geliştirmek olan komisyona katılsın mı, katılmasın mı?
“Katılmam” demiyor CHP ama katılmış da değil. Şimdilik olması mümkün olmayan bir konuda pazarlık yapıyor: Komisyonda ya partiler eşit üyeyle temsil edilsin ya da komisyon kararları nitelikli çoğunlukla alınsın istiyorlar.
Bu iki talep birden gerçekleşmezse, ki gerçekleşmesini ben beklemiyorum, ne yapacak CHP? Katılmayacak mı komisyona?
Katılmamanın bedelini ödeyebilir mi? Bunca yıl muhalefette oluşturduğu mücadele çizgisinden (demokrasi yanlısı güçler ittifakı) tek kalemde caymış, Ekrem İmamoğlu’nu ve onun için sokağa çıkıp oy veren 15,5 milyon insanın iradesini çöpe atmış olmayacak mı?
CHP’nin komisyona girip girmemeyi tartışıyor olması bile bu partinin tutarlığı konusunda soru işaretleri yaratmaya yetip de artacak bir şey.
CHP, bizzat kendi genel başkanının ağzından Kürt Sorunu’nun bir demokrasi ve eşitlik sorunu olduğunu kabul ve ilan etmedi mi? Etti. O zaman ne diyecek de bunca yıldır yan yana yürüdüğü milyonlarca seçmene “Ben bu komisyona girmiyorum” cümlesini ikna edici biçimde anlatacak?
Milyonlarca insanın Tayyip Erdoğan’a ve iktidarına sırf onun adı Tayyip Erdoğan diye itiraz ettiğini mi düşünüyor? İtiraz edenlerin demokrasi, özgürlükler konusunda hiç kaygısının olmadığını mı düşünüyor?
Esasen adı ister ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu olsun, ister ‘Kardeşlik ve Dayanışma Komisyonu’ bu komisyonun ana........
© 10 Haber
