Camiye cemaat çekmek için kutuplaşmadan medet uman Diyanet
Bana göre siyaset hakkında yapılmış gelmiş geçmiş en iyi televizyon dizisi olan The West Wing’den unutulmaz bir sahneyi hemen aşağıya koyuyorum.
1999-2006 arasında yayınlanan bu diziyi izlememiş olanlar için kısa bir bilgi vereyim: Martin Sheen’in canlandırdığı Başkan Josiah Bartlett, Demokrat Partili ve Katolik bir başkan. O kadar katolik ki, katolik üniversitesi Notre Dame’den mezun.
Dizinin ikinci sezonunun üçüncü bölümünden aktaracağım kısa sahnede, Başkan partisinin ve kendisinin dönem arası seçimlerde elde ettiği başarıyı kutlamak için Beyaz Saray’da ekibiyle bir araya geldiğinde, orada davetsiz bir misafire gözü takılır. O muhafazakar bir TV programcısıdır ve sürekli İncil’den referanslar vererek başkanı eleştirmektedir. Örneğin, başkanın homoseksüellerle ilgili politikalarını “büyük günah” (abomination) olarak niteler.
Televizyoncuya bunu hatırlattığında TV sunucusu “Ben demiyorum, İncil öyle diyor” cevabını veriyor ve Başkan monoloğuna başlıyor. Kendi kızını köle olarak satmaktan, Şabat günleri çalışmakta ısrar eden kendi Beyaz Saray Genel Sekreterini öldürmeye, iki farklı bitkiyi yan yana eken kardeşini taşlatmaktan, iki farklı ipliği giysisinde kullanan annesini yakmaya kadar İncil’den çeşitli günahlar ve cezalarını aktarıyor.
Critic Circle | Entertainment & Pop Culture (@thecriticcircle)’in paylaştığı bir gönderi
Dünyanın her yerinde neredeyse bütün dini inançlar için aynı tartışma söz konusu: Din ile modern cari hayatı uyumlulaştırmak.
Elbette, bütün dinlerde modern hayatı büyük ölçüde reddedip dinin özüne dönmeyi, Kutsal Kitap’ta yazanları harfiyen uygulamayı savunanlar var. Onlara genel olarak “kökten dinci” diyoruz.
İşte görüyorsunuz, Doğu Kudüs ile Batı Şeria’nın bağını kopartmaya ve oradaki toprak parçasını Yahudilerin ilhak etmesine kapı açan İsrail hükümetinin son kararı, böyle bir kökten dinciliğin sonucu. O toprakların bizzat Tanrı tarafından kendilerine vaat edildiğini söylüyor bazıları.
Veya Hristiyan protestanlığın “misyoner” kolu olan evanjelikler, İsa Mesih’in dünyaya geri dönmesi için iyilerle kötüler arasında “zamanın sonu”nu getirecek bir savaş çıkacağına inanıyorlar, o savaşın da İsrail ile Araplar (hatta Türkiye) arasında olmasını bekliyorlar. Aynı Hristiyan kökten dinciler, Kutsal Kitapta yazan “İsrail’i koru” cümlesini de bugünkü modern İsrail devleti olarak okuyorlar, İsrail’i korumamanın Tanrıya karşı gelmek olacağını savunuyorlar.
Müslümanlıkta da kökten dinci sıkıntısı çekilmiyor. ‘Selefilik’ olarak adlandırılan bu dini akım, Kuran’da yazılı suç ve cezaları aynen orada yazıldığı gibi uyguluyor. Suudi Arabistan’da taşlayarak öldürme, hırsızın elini kesme vs sıradan uygulamalar. Veya Taliban Afganistan’ında kadınlar görünmez olsun isteniyor. Bu ülkede müzik bile dinen yasak.
Ama........
© 10 Haber
