menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir kız çocuk babası olarak en büyük korkum

48 0
02.09.2025

İlk haber İstanbul’dan geldi. 15 yaşındaki bir kız çocuğu Hilal, üstelik de Boğaziçi Üniversitesi kampüsü içinde 20 yaşındaki “erkek arkadaşı” tarafından öldürüldü.

Dün bir haber de Mersin’den geldi. Bu kez 16 yaşındaki bir başka kız çocuğu Hiranur bir asker uğurlama gecesi sonunda erkek arkadaşı tarafından öldürüldü.

Bu haberler size ne ifade ediyor bilmiyorum ama 15 yaşında bir kız çocuğu babası olarak bana dehşet veriyor.

Anne-baba olmak demek zaten sürekli, kaç yaşında olurlarsa olsunlar çocuklarınız için yerli yersiz endişe etmek demek.

Miami’de üniversite öğrencisi bir genç kadın yatağında hayatını kaybedince bu haber size doğrudan yurt dışında bir başına okumakta olan oğlunuzu hatırlatıyor, hemen başlıyorsunuz endişelenmeye.

Biri İstanbul’da, biri Mersin’de iki kız çocuğu “erkek arkadaşları” tarafından öldürülünce daha büyük bir endişe başlıyor: Ya 15 yaşındaki kızınızın başına da böyle bir şey gelirse…

Bu endişelerin bir bölümü elbette mantık dışı, hatta saçma.

Ama bazıları maalesef gerçek olmaya çok yakın şeyler. Özellikle kızım için duyduğum endişe böyle.

Türkiye’de de, dünyada da büyük bir sosyo-kültürel değişim çağının göbeğinde yaşıyoruz. Tam tersi olması gerekirken erkek çocuklar arasında maço kültürü, hatta kabadayılık kültürü daha da yayılıyor.

Biz kadın cinayetleri sadece ülkemizin sorunu sanıyoruz, ama gelişmiş Batı ülkeleri dahil bütün dünyada maalesef kadın cinayetleri epey yaygın.

Kadın cinayetlerine bakın, ne dediğimi anlayacaksınız. Katillerin pek çoğu genç, hatta bir kısmı çocuk denecek insanlar. Maço kültürünün neredeyse meşru görülmesinin ve giderek yayılmasının bir uzantısı bu hiç kuşkusuz.

Etrafımda öyle tuhaf erkek kıskançlığı hikayeleri duyuyorum ki dehşete kapılmamak imkansız. Tanınmış, önemli ve saygın ailelerin çocukları liseli kız arkadaşlarının başka erkeklerin de bulunduğu herhangi bir ortama girmesine bile izin vermiyor mesela. Daha doğrusu vermemeye kalkabiliyor.

Özgüven eksikliğinin maçoluğa giden yolu bu kadar kolay kısaltması çok çarpıcı.

Snapchat’te konum paylaşmanın kısa süreliğine kapatılması veya yazılan bir mesaja anında cevap verilmemesi inanılmaz sonuçlar yaratabiliyor.

12-19 yaş arası çocukların bu konum paylaşma sosyal medyaları sayesinde 24 saat birbirini takip ettiği, edebildiği bir dönemde yaşıyoruz. Birbirlerini, kim kiminle aynı mekanda veya birbirine yakın görebildiği, Türkçeye “ısrarlı takip” diye çevrilen “stalking”in normal ve sıradan bir davranış haline geldiği bir kültür çağındayız.

Bütün bunların........

© 10 Haber