‘Kurt dumanlı havayı sever’ derler ama bu kadar duman kurta bile fazla
Sabah gazetesi ilginç ve önemli bir yayın organı. Kendi adıma konuşayım, eskiden Sovyetler Birliği döneminde bir takım ‘Kremlinolog’lar partinin yayın organı Pravda’yı nasıl dikkatle takip ediyorduysa, ben de Sabah gazetesini benzer bir dikkatle okumaya çalışıyorum.
Bu gazete ve bağlı medya grubu, artık iki ayrı kanat gibi gözükmeye başlayan iktidarın Pravda’sı.
İki kanat dedim, bunları çok kabaca ‘Külliye kanadı’ ve ‘Parti kanadı’ diye isimlendirebiliriz. Bunun çok kaba bir isimlendirme olduğunun farkındayım, çünkü parti içinde külliyeye yakın, külliye içinde de partiye yakın isimler var. Ama bu ayrım giderek netleşiyor ve keskinleşiyor, bunu gözlem olarak aktarayım.
Ama öte yandan Sabah gazetesinin kendisi de zaman zaman başlı başına bir kanat gibi oluveriyor. Burası, patronu kim olursa olsun (bir süreden beri Kalyon grubu örneğin) aslında Serhat Albayrak’a ait bir medya grubu. Serhat Albayrak bu gücünü elbette doğrudan Tayyip Erdoğan’dan alıyor ama dediğim gibi zaman zaman kendi başına bir güç gibi hareket ettiği izlenimi veren davranışlarda bulunabiliyor. Bu davranışların belki en masumu, haftanın birkaç günü yapılan Berat Albayrak’ı hatırlatma haberleri.
Geçen hafta Sabah’ta bir haber çıktı. İlk bakışta, İstanbul Büyükşehir Belediyesine ve Ekrem İmamoğlu’na karşı yürütülen büyük propaganda savaşının bir top mermisi gibi gözüküyordu bu haber.
İddia şuydu: Savcıların ve Sabah gazetesinin Ekrem İmamoğlu’nun kurduğunu öne sürdüğü rüşvet düzeninin göbeğinde yer alan ve hakkında belki İmamoğlu’nun kendisinden daha fazla şeytanlaştırıcı haberin çıktığı isim olan Fatih Keleş, kendi avukatına aynı soruşturmanın itirafçısı olarak merkeze yerleştirilen Aziz İhsan Aktaş’tan “kurtulmak gerektiğini” söylemiş. Bunun üzerine o avukat gitmiş bir başka avukatla konuşmuş, o bir başka avukat da Selahattin Yılmaz isimli, Alaattin Çakıcı’nın (ve bu arada Devlet Bahçeli’nin de) yakınında olan bir suç örgütü lideri ile temasa geçmiş. O suç örgütü Aziz İhsan Aktaş’ı öldürmek için çeşitli keşif faaliyetlerine başlamış.
Bu iddiayı dile getiren haber pek çok fotoğrafla da süslüydü ama haberde çok sayıda eksik unsur vardı, kimin kim olduğu, bu iddiaların dayanağının ne olduğu, diyelim ki Fatih Keleş ile avukatı arasında geçtiği söylenen “Bu adamdan kurtulalım” konuşmasının nasıl tespit edildiği vs haberde yer almıyordu.
Ben habere bir mim koydum, geçtim. Bir şey pişiyordu ama henüz ne olduğunu bilmiyorduk.
Çok fazla beklemek gerekmedi, ertesi gün Selahattin Yılmaz ve ekibine operasyon yapıldı, çok sayıda insan tam da Sabah’ın dile getirdiği suikast iddiasıyla gözaltına alındı ve başta Yılmaz olmak üzere bazı isimler de tutuklanıp hapse atıldı bile.
Tuhaflık bundan sonra başladı. Tam Selahattin Yılmaz’ın tutuklandığı saatlerde Özgür Özel Aydın’daki mitingde konuştu, sözü Yılmaz’a getirdi, “Onun bizimle ilgisi yok, kendisi MHP’ye ve Devlet Bahçeli’ye yakın bir isimdir, İstanbul’daki Ak Toroslar çetesi bu yolla bu........
© 10 Haber
