menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’nin en ‘Jazz’ bankacılarını tanıyalım

47 0
16.10.2025

Önceki akşam, çok güzel bir caz konserini izledim.

Orta Doğu’da seyrettiğimiz tarihi oyun beyinlerimizi yakarken, bana çok iyi gelen bir geceydi…

Hazır olun, biraz abartarak anlatacağım.

Akbank Caz Festivali’nin bu yılki kapanış konseriydi.

Size bu geceyi, önce sahnesinden anlatmaya başlayacağım.

“Ben Caz’dan anlamam” veya “Caz sevmem” deyip geçmeyin…

Renkli bir sosyolojisi vardı bu gecenin…

Allah bana iki kabiliyeti vermemiş.

Biri araba kullanmak, öteki enstrüman çalmak.

Ama buna karşılık iki şeyi fazlasıyla vermiş.

Formula 1 araba yarışı tutkusu.

Ve müzik dinleme keyfi.

Bir de çalamadığım enstrümanların hikayeleri ve efsanelerini farklı bir gözle okumak arzusu…

Yatak odamın başköşesinde çalamadığım iki efsane enstrüman var.

Biri Fender Stratocaster…

Öteki Paul McCartney’in çaldığı türden bir keman bas gitar.

O nedenle sahnede ilk dikkatimi çeken şey bir Steinway&Sons piano oldu…

Nedir Steinway…

Eric Clapton için bir “Fender Stratocaster” gitar ne ise…

Jimmy Page veya Jeff Beck için bir “Gibson Les Paul” gitar ne ise…

Bir cazcı için de Steinway piano da o….

Kimler geçmemiş ki o piyanonun sandalyelerine…

En geçmişinden başlayayım.

Duke Ellington mesela…

Bill Evans…Oscar Peterson…Herbie Hanckok…Chick Korea…Keith Jarett…

Daha yenilere geleyim…

Brad Mehdlau..Diane Krall…

Burası Babylon Caz kulübünün sahnesi…

Dünyada bir çok efsane caz kulübü gördüm.

Paris’te Miles Davis’in çaldığı, Sartre’ın, Simone de Beauvoir’ın, Boris Vian’ın seyirci olarak gittiği “Le Tabou” dönemine yetişemedim.

Ama “Le Caveau de la Huchette’ti” gördüm.

New York’ta Blue Note’a gittim.

Warşova’da, Prag’da, Berlin’de caz kulüplerini dolaştım.

Bana göre dünyanın en güzel caz kulüplerinden biri, İstanbul’da Bomonti’deki Babylon’dur.

Önceki gece bunu bir kere daha anladım.

Steinway piano o sahneye çok yakışıyor.

Enstrümanların hikayelerine tutkun olduğum için o piyanonun hikayesini de biliyorum.

Bundan 30 yıl önce, bu festivalin kurucusu ve halen en büyük sponsoru olan Akbank’ın Genel Müdürlük binasındaydı.

Oradan Sabancı Müzesinin altındaki mekana gitti.

Ve önceki geceki konser için Babylon’a getirildi.

Pırıl pırıl, çok iyi bakılmış efsane bir enstrüman…

Bir “Steinway&Sons Concert Grand D 274…”

Bu yılki Akbank Caz Festivali işte bu çok ilginç konserle sona erdi.

O Steinway’in başında profesyonel değil amatör bir müzisyen oturuyordu.

Türkiye’nin en tanınmış........

© 10 Haber