menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Maçakızı’nda masaya oturmadan aklıma gelen soru: Zengin mutfağı ölüyor mu?

80 0
previous day

Geçen Salı akşamı Bodrum Maçakızı’ında “Yıldızlı üç şefle” bu fotoğrafı çektirirken aklıma bir soru geldi.

Birazdan üç harika şefin hazırladığı bir tadım menüsü için masaya oturacaktık.

Daha masaya oturmadan aklıma gelen soru şuydu:

“Acaba daha ne kadar yıl böyle tadım menüleri şeklinde hazırlanan yemekleri yiyeceğiz”

Bu “Zengin mutfağı” devam edecek mi…

Bu sorunu aklıma gelmesinin nedeni de gastronomi konusunda çok bilgili bir arkadaşımın geçen ay bana anlattığı bir duygusuydu.

Modena’da dünyaca tanınmış şef Massimo Bottura’nın restoranına gitmiş.

“Aradığımı bulamadım” dedi.

Oysa aynı restoranda 10 yıl kadar önce ben bir öğleme yemeği yemiş ve masadan hayranlıkla kalkmıştım.

Şimdi kaç parça olduğunu unuttuğum menünün ortalarına doğru, küçük bir votka shot bardağı getirmiş içine bazı taze çiçek ve filizler koymuştu.

Üzerine de eritilip bir tür şurup haline getirilmiş makarna suyu eklemişti.

Bana “Bunu içerken çocukluğuna döneceksin” demişti.

Gerçekten ilk yudumu aldığım anda , çocukluğum İzmir’inin enginar ve bakla tarlalarında çiğ olarak yediğim o harika şeyleri geri çağırmıştım adeta.

Ancak bir çok insan gibi bende de artık bir “Tadım menüsü yorgunluğu” var.

Gault Millau Türkiye’nin Maçakızı’ndaki davetine giderken üzerimde bu yorgunluğun izlerini hissediyordum.

Gault Millau iki Fransız gazeteci tarafından kurulmuş bir gastronomi rehberi ve değerlendirme sistemi.

Türkiye’deki “İncili Rehber’in” benzeri.

Ancak puanlaması Michelin’den farklı.

0 ile 20 arasında puan veriyorlar ve 10 puandan düşük alan şefler rehbere alınmıyor.

Gecenin ev sahibi onlardı.

Michelin’den bir yıl sonra onlar da Türkiye’deki restoranlar ve şeflerle ilgili değerlendirmelere başladılar.

Maçakızı’nın sahibi Sahir Erozan yaratıcı bir patron.

İki yıldan bu yana ilginç bir şey yapıyor.

Aynı anda üç veya beş şef davet edip, farklı ekollerden bir tür “Yıldızlı Şefler Karması” oluşturuyor.

Bunu geçen yıl Türk şeflerle yapmış ve çok başarılı olmuştu.

Bu defa üç şef vardı ve ikisi dışardan biri Türkiye’dendi.

Bize yemeklerini sunacak olan üç şef de temsil ettikleri ekollerin en iyilerindendi.

Thomas Bühner, bir Alman “Sterneköche..”

Yani “Yıldızlı şef.”

Üç Michelin yıldızı var.

Gault-Millau’da 19 puan gibi üst bir puanlamaya sahip.

Alman bir şef olarak özellikle gourmet mutfak ve yaratıcı aromatik yemekler konusunda çalışmaları ile tanınıyor.

2006’da Eşi Thayarni Kanagaratnam ile Osnabrück’e taşınarak, birlikte “La vie” adlı restoranı açtılar. Bühner burada 3 Michelin yıldızı kazanmış.

Tarzını “Aroma temelli gastronomi” olarak tarif ediyor.

Üç yıldızı aldığı yıl yayınladığı ““Kochschätzchen”(Sevgili Aşçım) adlı kitabı gastronomi alanında bir klasik olarak tanınıyor.

Thomas Bühner’in hazırladığı yemeklerden biri “Patates köpüğü, Bal kabağı ve Köri dondurmadan” oluşan bir tabaktı.

Kaşıkla yenilen olağanüstü bir taddı.

Gerçek anlamda bur........

© 10 Haber