Hazır giyim dünyasında gerçek bir Halloween filmi: Patron baba düştü mü, yoksa oğlu mu itti?
Dünya geçen hafta, son yıllarda giderek daha popüler hale gelen Halloween Bayramını kutlamaya hazırlanıyordu.
Özellikle Kuzey ve Güney Amerika kıtalarında her yer ölümü simgeleyen kuru kafa ve iskelet tasarımlarıyla eğlenceli bir korku filmi atmosferi yaratıyordu.
İşte böyle bir haftada, iş ve ekonomi dünyasında herkesi şaşırtan çok ilginç bir olay patladı.
Dünya hazır giyim sektöründe sıradan bir ölüm olarak kabul edilmiş bir olay, bir anda yılın en çok konuşulan “True crime” (Gerçek suç) hikayesine dönüştü.
Hazır giyim dünyasını sarsan bu gelişmeyi anlamak için gelin geçen yılın Aralık ayına dönelim.
14 Aralık 2024 İspanya’nın Katalonya bölgesi…
Tam yeriyle tarif edersek, Barcelona şehri yakınındaki Montserrat dağlarının “Coves de Sainitre” adı verilen mağaralarının çok yakınında bir tepe diyebiliriz.
Dan Brown okurlarının çok iyi bildiği bir yer burası.
Çünkü “Başlangıç” romanında anlatılan olayın bir bölümü burada geçiyordu
O gün orada iki erkek dağ yürüyüşüne çıktı ve bugün İspanya ve hazır giyim dünyasının en çok konuştuğu olay da işte orada meydana geldi.
İlk bakışta sıradan bir kazaydı. Kayıtlara öyle geçti.
Ancak aradan 11 ay geçtiği halde bu kaza dosyası nedense kapatılmadı.
Ve bu hafta bütün dünyada Halloween olarak bilinen”Ölüler Günününü” kutlamaya hazırlanırken, açık dosya aniden bambaşka bir olaya dönüştü.
Son yıllarda Türkiye de dahil bütün dünyada giderek yayılan “Halloween” aslında Meksika’nın “Dia de Muertos’ına”(Ölüler Bayramı) çok yakın bir kutlama günü.
Adı “Ölüler Günü”ama bütün dünyada insanların en büyük coşku ve eğlenceyle Kutladığı bir bayram haline geldi.
İnsanlar o gün kaybettikleri yakınlarını anarken, onların ruhlarıyla birlikte eğleniyorlar.
Ancak bu yıl Halloween’i en mutsuz geçiren işinsanı herhalde 14 Aralık günü Montserrat dağında yürüyen o iki erkekten biriydi.
Şimdi yine o meşum güne, 14 Aralık 2024’e dönüyorum.
Çünkü bu olayın “Başlangıc’ı” o gün orada…
O gün dağda yürüyen iki erkek bir baba oğuldu.
Babanın adı İsak Andiç Ermay…
71 yaşındaydı.
Oğlunun adı ise Jonathan Andiç.
Baba oğul sık sık birlikte bisiklet ve yürüyüş yapıyorlardı.
Halloween ve Noel arifesiydi meslekleri itibariyle satışların en yoğun olduğu dönemdi.
Spor ve sohbet için dağ yürüyüşüne gitmişlerdi.
Yürüyüş sırasında babanın ayağı kaymış ve 150 metre derinlikte bir yardan düşerek hayatını kaybetmişti.
Otopsi raporu bugüne kadar basına yansımadı. Sızan tek bilgi şuydu:
“Kafada çarpmaya bağlı travma:..”
Dediğim gibi, İlk bakışta sıradan bir kazaydı.
O gün ve ertesinde kimse, bu olayın 10 ay sonra bambaşka bir yola gireceğini tahmin edememişti.
Olay daha o gün, kazadan bir saat sonra bütün dünya medyasında bir numaralı haber haline gelmişti.
Çünkü uçurumdan düşerek ölen adam, İspanya’nın dev şirketi, Zara’dan sonra en büyük giyim markası “Mango’nun” sahibiydi.
Dünyada 2900’e yakın mağazası olan dev bir giyim şirketi.
Mango , Türkiye’de de şubeleri bulunan bir giyim markasıydı.
AVM’lere giden insanların çoğunun tanıdığı bir markaydı.
Mango’yu herkes tanıyordu , ama daha az sayıda insanın bildiği bir şey daha vardı.
Mango’nun hikayesi Türkiye’de başlamıştı.
İsak Andiç, Sefarad bir Türkiye Yahudisi ailenin çocuğuydu.
1 Ekim 1953 günü İstanbul’da doğmuştu.
Babası Karaköy’de elektrik malzemesi ithalatı işleri yapıyordu.
Ancak 1960’lı yıllarda babasının işleri bozulmuştu.
Bunun üzerine ailesini de alarak 1968 yılında İspanya’ya göç etmiş, Barcelona’ya yerleşmişti.
Oğlu İsak o yıl 14 yaşındaydı.
Girişimci bir çocuktu.
Daha çok genç yaşında Türkiye’den getirttiği tişörtleri ve gömlekleri pazarlarda satmaya başlamış ve bir sermaye biriktirmişti.
Daha sonra kendisi bir marka yaratıp, bunları kendi markası altında satmaya karar verdi.
Kardeşi Nahman ve arkadaşı Enric Casi ile lirlikte çokuluslu Mango şirketi ortaya çıktı.
Markasına iyi bir isim ararken, Bir Uzak Doğu seyahati sırasında mango meyvesi ile tanışmış, meyveyı ve tadını çok çok sevmişti.
Ayrıca “mango” kelimesi her dilde çok kolay telaffuz edilebilen ve bilinen bir marka olabilirdi.
Dünyaca ünlü “Mango” markası böyle doğdu.
“Zara”, “H&M” gibi yeni Avrupa markalarının doğduğu, “GAP”, “Banana Republic”, “Abercrombie” gibi dev Amerikan markaları ile yepyeni bir rekabet ekosistemi yarattığı yıllardı.
Türkiye’den gelen tişörtlerle başlayan Mango yolculuğu birden hızlandı.
Ve Mango da kendini Avrupa’nın yükselen yeni Avrupa devleri arasında buldu.
Şirket, artık değeri 4 milyar doları aşmış bir büyüklüğe ulaşmıştı.
Bu arada oğlu Jonathan büyümüş ve üniversite için ABD’ye........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d