menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fatih Altaylı’nın boş koltuğunda izlenme rekoru kimin, ilk 5 kimler?

193 5
06.08.2025

Fatih Altaylı dün programında kendi açıkladı. Pazartesi günü Silivri’de onu ziyaret ettim.

Dün sabahtan itibaren bir çok arkadaşım aradı. Hepsi iki şey sordu:

“Fatih nasıl” ve “Neler konuştunuz.”

İkincisinden başlayayım.

Bazılarınıza garip gelebilir ama öyle ciddi şeyler konuşmadık.

Hüzünlü anlarımız oldu, ama bol bol da güldük.

Bu görüşmeden söyleyebileceğim en önemli cümle şu olabilir:

İnsan 32 yıllık arkadaşını, cezaevi filmlerdeki gibi bir sahnede, camın arkasından görünce tuhaf oluyor.

Duygu anlatmakta, aktarmakta Allah vergisi bir yeteneğim var, ama o duyguyu anlatabileceğimi sanmıyorum.

O yüzden de teşebbüs bile etmiyorum.

Onu ziyarete gitmeye Silivri’ye ilk girdiği gün karar vermiştim.

Ama bu konularda benden daha tecrübeli olan Uğur Dündar, “Arena” yıllarının verdiği bilgi ve tecrübe ile benden atik davrandı.

Bana söylenen şuydu:

Açık görüşme için Adalet Bakanlığı’ndan izin almak kolay olmuyor.

O nedenle kapalı görüşü denedim.

Bu Silivri’ye ikinci gidişim…

Birincisinde FETÖ’cü polis, savcı ve hakimlerin içeri attığı gazeteci arkadaşlarımızı ziyaret içindi.

Soner Yalçın, Barış Pehlivanlıoğlu, Tuncay Özkan ve başka arkadaşlar…

Onları ziyaret etmiştik.

Üstelik açık görüştü. Karşılıklı sohbet imkanımız olmuştu.

Silivri’nin müracaat kısmına geldiğimde beni Türkiye tarihinin garip bir tecellisi bekliyordu.

Öteki mahkumların da açık görüş günüymüş.

Çok sayıda başı örtülü, hatta siyah çarşaflı kadın ve çocuk içeri giriyordu.

Biri “FETÖ davası mahkum ve tutuklularının aileleri” dedi.

Bir zamanlar aydınları, gazetecileri, sanatçıları, askerleri buralara atan FETÖ’cülerin elebaşları yurt dışındayken, birçoğu belki de safça inanmaktan başka bir şey yapmamış destekçileri şimdi hapisteydi.

İnsanları düşüncelerinden dolayı hapise atanlar, şimdi kendilerine yakın insanlar hapise giriyordu.

Böyle ibret dolu bir sahneyle başladı Silivri ziyaretim.

Fatih Altaylı, Youtube kanalında boş koltuğundan yayınlanan yorumlarında, sık sık buradaki personelin, savcıların insanlara iyi davrandığını söylüyor.

Benim izlenimim de bu.

İşini hızlı ve ciddiyetle yapan jandarma ve adalet bakanlığı görevlileri vardı.

Orada gördüm ki her iki kuruluşun elemanları da iyi bir eğitim almış.

Kıyafetleri temizdi.

Daha Silivri’nin nizamiyesinden itibaren personelin, gelenlerin işini zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı bir anlayışla çalıştıkları anlaşılıyordu.

Beni çok genç bir savcıya yönlendirdiler. İstanbul Hukuk Fakültesi mezunuymuş.

Kısa bir süre sohbet ettik.

Orada çok çarpıcı bir bilgi aldım.

Silivri’deki mahkum ve tutuklu sayısı 30 bini geçmiş.

Şunu biliyor muydunuz?

Kapasitesi bakımından dünyanın en büyük cezaevi Silivri’ymiş.

Kemer dahil, üzerinizde ne varsa bırakıyorsunuz.

Kıdemli bir ziyaretci olarak, daha sonra gelecek ziyaretçiler için biraz rehberlik yapayım.

Mesela önceden hiç düşünmediğim bir sorun çıktı.

İşitme kaybı nedeniyle artık işitme cihazı kullanıyorum.

Bununla içeri girmenize izin verilmiyor.

İkinci sorun da X Ray’den geçerken çıktı.

Üzerimde hiçbir şey olmadığı halde cihaz ötmeye başladı.

Kırılan ayak bileğimdeki çelik yüzünden dedektör ötmeye başladı.

O nedenle çok uzun bir aramadan geçtim.

Bu tür şeyler varsa, yanınızda doktor raporu götürün.

Artık cezaevinin içinde ve Fatih’le görüşeceğim bölümdeydim.

Bu bölümde çalışan personel gençti ve hepsi de işini iyi yapan görevliler duygusu veriyordu.

Beni........

© 10 Haber