10 gün önce ‘Tüm tanrılar tapınağına’ giren kemiklerin ibret dolu hikayesi
9 Ekim günü, Paris’in Quartier Latin denilen bölgesindeki Roma tapınaklarını andıran binada insanlık tarihinin en ibret verici olaylarından biri yaşandı.
O binanın adı “Pantheon’du…”
Yunanca anlamı şuydu:
“Tüm Tanrılara Adanmış Tapınak…”
O gün, “Ölümsüz Tanrılara adanmış” o binaya “Ölümlü bir insanın” bedeninden kalan kemikler taşındı…
Onun hikayesini anlatacağım ama, önce Paris’ten Marsilya’ya gideceğiz ve orada aynı gün meydana gelen bir başka olayı izleyeceğiz.
9 Ekim 2025 günü, Marsilya’nın Halk Sanatı ve Gelenekleri Müzesinin, “Sürekli sergilenen eserler salonuna” yeni bir “Eser” eklendi.
Eser demek pek doğru değil… Bir “Objeydi” demek daha uygun…
O gün açılan “Halk Hareketleri” sergisinde sergilenen 1200 parçadan biriydi bu “Obje…”
Bu objenin adı “Giyotindi…”
Bildiğimiz kafa kesen idam makinası…
Fransa’nın son giyotini, Marsilya müzesinde işte bu salonda o sabah sergilenmeye başlamıştı.
Müzeden gelen fotoğrafa bakarken, tuhaf düşüncelere daldım.
İnsanın kafasını kesen bir makina yapma fikri nasıl doğmuştur?
İlk fikir hiç tahmin etmediğimiz bir yerden gelmiş.
1780’li yıllarda dönemin en ünlü celladı Charles-Henri Sanson’un anlattığına göre ilk fikir Fransa Kralı 16’ncı Louis’den gelmişti.
Kral bir gün baş celladını çağırıp, “İdamda kafanın balta ile değil, keskin bir bıçakla ve mekanik bir aletle kesilmesinin daha iyi olacağını” söylemiş.
Aynı günlerde Fransa Parlamentosunda insanlara acı çektirmeden idam edilmesinin yöntemlerinin araştırılması fikri konuşulmaya başlamış.
Bunu ortaya atan Dr. Joseph-Ignace Guillotin adlı doktor bir milletvekiliymiş.
Ancak işin mühendisliği bir Alman tarafından gerçekleştirildi.
Dr. Antoine Louis (1723–1792) aslında bir piano tasarımcısıydı. Bugün bildiğimiz giyotini o tasarladı, ama alet adını, bu fikri Parlamentoya getiren Dr. Giyotin’den aldı.
Piyano yapımcısının mühendisliği ile ortaya çıkan aletin boyutları şöyleydi:
Tam ağırlığı 799 kilo 58 gramdı.
Bıçak uzunluğu 40-45 cm’di.
En tepesinde 40 kilo ağırlığında keskin bir bıçak bulunuyordu. Ancak ağırlık sistemi ile birlikte düşme ağırlığı 80 kiloyu buluyordu.
2.7 metre yükseklikten, saatte 180-220 kilometre hızla düşen bir bıçaktı bu.
Kalın çelikten yapılmıştı.
İlk prototipi 1792 baharında Paris’te üretti.
İlk defa da, bugün “Grev” dediğimiz işçi eylemlerine adını veren Paris’teki Greve Meydanında kullanıldı.
Nicolas Jacques Pelletier adında bir soyguncu o meydanda kafası giyotinle kesilerek idam edildi.
Geçen hafta Marsilya Müzesi’nde sergilenen giyotinin ise çok özel bir hikayesi var.
Çok iyi bildiğim bir hikaye bu.
Çünkü o hikayede ben de varım.
1971 yılında Paris’te öğrenciydim.
O yıl Paris yakınında bir cezaevinde 2 mahkum kaçma teşebbüsünde bulundu ve biri hemşire, öteki gardiyan iki görevliyi rehin aldılar.
Güvenlik kuvvetlerinin müdahelesi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d