Bir mahkeme kararı bütün gidişatı değiştirebilir mi?
Sivil toplum kuruluşları düşünün, korkusuzca, “bunlar yalan söylüyor” diyerek, dev şirketleri mahkemeye veriyorlar. Bir mahkeme heyeti düşünün, dünyanın ve memleketin gidişatına bakmadan, büyük bir gücün baskısına aldırmadan, vicdanıyla hareket edip tarihe geçecek bir karara imza atıyor. Günümüzde ne kadar imkansız gibi gözüken bir durum değil mi?
Paris Hukuk Mahkemesi, geçen Perşembe, bir yandan fosil yakıt üretimini artırmak için planlar yapar ve yatırımlarda bulunurken, öte yandan yanıltıcı çevre koruma taahhütlerinde bulunduğu gerekçesiyle, dünyanın en büyük petrol şirketlerinden, Fransız kökenli TotalEnergies’in “karbon nötr” olmayı hedeflediklerine ilişkin sloganları kullanmasını yasakladı.
Mahkeme, şirketin, “sürdürülebilir kalkınmayı stratejisinin merkezine koyduğunu” ve BM’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun olarak “nüfusun refahına katkıda bulunduğunu” belirten ifadeleri de kaldırmasını emretti.
Yargıçlar, şirketin fosil gaz ve biyoyakıtlarla ilgili iddiaları hakkında yeşil aklama suçlamasını ise reddetti. Bu ifadelerin, bazı tartışmalı iddialar içermesine rağmen, ticari değil, bilgilendirme amaçlı olduğuna hükmetti.
Kararda, TotalEnergies’e yanıltıcı ifadeleri kaldırması için bir ay süre veriliyor, aksi takdirde günlük 10.000 euro (487 bin 500 TL) para cezasına çarptırılmasına hükmediliyor. Ayrıca, mahkeme kararının şirketin web sitesinde yayınlanması, buna uyulmaması halinde aynı cezanın uygulanması ve üç STK’ya 8 biner euro, yasal masraflar için 15 bin euro ödenmesini hükme bağlanıyor.
Bunlar, dev şirketin dişine kürdan olmayacak cezalar. Üstelik, bu mesele atlatıldıktan sonra faaliyetine aynen devam ettiğinde, şirketin yeryüzüne verdiği zararda bir azalma da olmayacak. (Nitekim, şirket Cuma günü kararı temyiz etmeyeceğini açıkladı.) Ama bu karar, başka kararları tetiklerse, manzara değişebilir diye de bir umut yok değil.
Hollanda ve Almanya mahkemeleri, 2024’te, KLM ve Lufthansa havayolu şirketlerinin “belirsiz çevre iddialarıyla tüketicileri yanılttığına” karar vermiş ve bu şirketlerin bazı reklamlarına yasaklama getirmişti. Ancak Fransa’da Total Energies aleyhine alınan karar, Avrupa Birliği’nin “yeşil aklama” (greenwashing) yasalarının fosil yakıt şirketlerine ilk kez uygulanmış olması özelliğini taşıyor.
Mayıs 2021’de, adını TotalEnergies olarak değiştiren Total, 2050 yılına kadar karbon nötrlüğü hedefine ulaşma taahhüdünü merkeze alan bir reklam kampanyasında kendisini “enerji dönüşümünde önemli bir oyuncu” olarak sunuyordu. Şirket yeni stratejisini, web sitesinde, “Artan küresel enerji talebini karşılarken, enerji üretimi ve kullanımıyla ilişkili sera gazı emisyonlarını azaltmak…” olarak tanımlarken, 2015’e göre, 2030’da toplam emisyonlarını @ azaltmayı hedeflediklerini ileri sürüyordu.
Bu isim ve “strateji değişikliği”nin ardından, üç sivil toplum kuruluşu (STK), Greenpeace Fransa, Friends of the Earth Fransa (Yerkürenin Dostları) ve Notre Affaire À Tous (Hepimizin Meselesi) şirkete dava açmıştı. Çünkü, TotalEnergies’in yatırımlarını büyük ölçüde fosil enerji kaynaklarına yönlendirmeye devam ettiği biliniyordu.
Davanın açıldığı 2022’yılında yaptığı bir haberde Le Monde, “2050 yılında karbon nötr olacağına dair taahhütüne rağmen, Fransız petrol şirketi yatırımlarının p’inden fazlasını hala fosil yakıtlara ayırıyor,” diyordu. Aynı haberde, Total Energies tarafından, Uganda’nın batısında günde 190 bin varil petrol üretmek üzere 400’den fazla yeni petrol kuyusu açılmasının planlandığı belirtiliyordu (Bu kuyuların 100 kadarı doğal koruma alanı içindeydi). Üretilen petrol, 1445 kilometrelik dünyanın en uzun ısıtmalı boru hattıyla, ihracat için Tanzanya kıyılarına taşınacaktı. Bu mesele de ayrı bir dava konusuydu. Konu sadece çevre kirliliği değildi; davanın insan hakları boyutu da vardı: Söz konusu bölgede, 118.000 kişinin toprakları tamamen veya kısmen kamulaştırılmış ve artık topraklarını işleyemez hale gelen bu kişilerin çoğu, tazminatlarını da alamadıklarından, yoksulluğa mahkum edilmiş durumdaydı.
TotalEnergies’in iklim taahhütlerini yerine getirmediğine ilişkin başka bir dava daha var. 16 yerel yönetim (Paris ve New York belediyeleri dahil) ve altı başka kuruluş tarafından, şirket, iklim değişikliği konusunda özen gösterme yükümlülüğünü yerine getirmemekle suçlanıyor. Yerel yönetimler, küresel ısınma konusunda harekete geçilmemesinin bedelini kentlerin ödediğini belirtiyorlar. Davacılara göre TotalEnergies, iklim krizinde “özel bir........





















Toi Staff
Tarik Cyril Amar
Gideon Levy
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d