Zeytinlikler ve Sinsiloglar…
“Avrupa Birliği’nin dahi ekonomistleri Yunanistan’ın zeytinyağını fazla ürettiği sonucuna varmışlar ve piyasadaki İspanyol ve İtalyan zeytinyağları ile rekabet edemiyormuşlar.
O yüzden parlak bir fikir ile köylülere para karşılığında zeytin ağaçlarını kesmelerini ve yerlerine kivi ekilecek tarlalar yapmalarını önermişler. Kuşkusuz bu bir öneri değil, bir zorbalıktır. Stavrozoğulları zeytin ağaçlarını keserken hüngür hüngür ağlayan yaşlı bir köylü gördüğünü anlatır.”
A. Tabucchi
“Yolculuklar ve Öteki Yolculuklar”, Sayfa 70
“Hiçbir şey değişmedi. /Sadece nehirlerin akışı, /ormanların çizgisi, kıyı boyları, çöller ve buzullar. / Bu görünümler arasında ürkek ruh başıboş dolaşır, / gözden kaybolur, geri döner, yaklaşır, uzaklaşır, /kendine yabancı, yakalanamaz, / şimdi kesin, şimdi kendi varlığından kuşkulu, /bedeni var, var, var, varken / sığınacak yer bulamaz.”
Wislawa Szymborska’nın “İşkence “adlı şiirinin son dizeleri.
A. Tabucchi
“Yolculuklar ve Öteki Yolculuklar”
Sayfa 28
“Bir şehrin sokaklarıyla bir yazarın bellek kıvrımları arasında fark yoktur” diyen Antonio Tabucchi, rivayete göre, gençlik yıllarında bir tren istasyonunda Fernando Pessoa’nın bir kitabını buldu ve bu keşif, yaşamını değiştirdi.
Kitap, Pessoa’nın ünlü eserlerinden biri olan “O Livro do Desassossego” yani “Huzursuzluğun Kitabı” idi.
Bu olay, Tabucchi’nin Portekiz edebiyatına yönelmesine ve kendi edebi yolculuğunu başlatmasına neden oldu.
Bu öyle bir başlangıçtı ki, Pisa........
© 10 Haber
