menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Odak değiştiremediği için hayatın derinliğini kaybeden bakarkörler

9 0
15.06.2025

Aklını projelerle bozmuş insanlar uzağı görmeye yarayan gözlüklerini hiç çıkarmadıkları için burunlarının dibinde olup biteni göremiyorlar” diye yazmış bir arkadaşım (Haşmet Babaoğlu).

Etrafta sık gördüğüm bir durum bu: bakar-körlük.

Film çekim ekiplerinde çok hassas bir görevi olan, ona “focus puller” (odak çekici) denilen bir kameraman yardımcısı vardır.

Sorumluluğu, kamera merceğinin optik odağını filme alınan kişi veya hareket üzerinde netlik bozulmadan tutmaktır.

Odak çekme”, kamera merceğinin odak uzaklığını, hareket eden bir öznenin odak düzlemine olan uzaklığına veya hareketsiz bir nesne ile hareket eden bir kamera arasındaki değişen uzaklığa uygun olarak değiştirmek demek.

Odak çekici, görüntünün anlamı için gerekli olduğunda odağı bir özneden diğerine kaydırabilir.

Yaşarken de gereken bu.

Sabit bir odaklanma, dünyayı tek bir düzlemden görmeye zorlar bizi.

Oysa hayat katmanlı.

Odağı değiştirememek, hayatın size getirdiği öncelikleri ve dönüşen gerçeklikleri ıskalamak olur.

Bunun bilerek yapanlar da gördüm maalesef; o hâl bir insanlık dramı.

Tek bir noktaya gözünü dikmiş, bakış açısını ayarlayamayan biri, zamanla ne insanları tam görebilir ne de kendisini.

Bu bir bakar-köre dönüşmektir.

Ruhsal veçhesi de dünyayı ‘babasının malı’ olarak görmeye kadar varabilen bir akıl ayarı kaybı, tehlikeli bir megalomanlaşmadır.

Görmeyi öğrenmek mümkün: ama bakmayı seçmek, ‘insanın iç........

© 10 Haber