Bir Yanağı Sabunlu Kalmış Gazze Tıraşçıları
Arundhati Roy “Sonsuz Büyümenin Mantığı”nda, “Kapitalizm hem bombaları hem de onların üzerine yazılan şiirleri üretir” diyor, acının nasıl ticarileştirildiğini, Batı’daki “duyarlı” pozların nasıl sistemle uyumlu hale getirildiğini çok çarpıcı şekilde anlatırken, empatinin politik niteliğini sorguluyor.
Geçenlerde “Rehineleri teslim etselerdi bunlar olmayacaktı” diye yazmıştı, kendini o konuda “yüksek sesle tıraş kesen” durumuna düşüren takımdan, ‘halasının sakal-bıyığı olsaydı amcası olacak’ biri.
Yani Gazze onlar için bir istisna.
Bir “acı olayı.” Bir kerelik bir “felaket”.
Bu bakış, Gazze’yi sistemden ayırıyor.
Ve onu bir ‘duygu nesnesine’ indirgiyor.
Böylece sistem, içselleştirilmiş bir rahatlıkla yoluna devam edebiliyor. İşte bu, ahlâki parçalanmanın ve politik iflasın tam merkezi.
Gazze’yle kurulan ‘sahte yakınlıklar’, modern çağın temel çelişkilerinden biri.
Modern insan artık “acıya tanıklık eden” olmaktan ötede onu “tüketen” bir varlık.
Acı hissediyormuş gibi........
© 10 Haber
