Görünürlük Yarışı: Sosyal Medyada Fazla Olmak
Artık hepimiz birer yayıncıyız. Sabah kahvemizi, öğle yemeğimizi, seyahatimizi, hatta ruh hâlimizi bile sosyal medyada paylaşıyoruz. Bir yanımız “görünür olma” arzusuyla yanıp tutuşurken, diğer yanımız bu sürekli teşhir hâlinin ağırlığını taşıyor.
Sosyal medya görünürlük sağlıyor, evet. Ama fazla görünürlük, bir noktadan sonra ters etki yaratabiliyor. Çünkü sürekli paylaşan, sürekli kendini öne çıkaran markalar ve insanlar bir süre sonra “fazla” geliyor. Ve “fazla”, dikkat çekmek yerine yoruyor.
Hiç düşündünüz mü, neden mutsuz, hüzünlü anlarımızı paylaşmıyoruz?
Herkesin hayatında zor günler var ama sosyal medyada neredeyse hiç yok. Paylaşan birileri elbette var; onları da çoğu zaman “ajite olmakla” suçluyoruz.
Şık bir restoranda yediğimiz tabağı paylaşmak kolay. Ama o tabağın içindeki istakozu hiç görmemiş, hiç tatmamış, hatta artık tatma şansı da olmayacak olan birinin duygusunu düşünmüyoruz. Sosyal medyada çoğu zaman kendi mutluluğumuzu sergilerken, başkalarının kalbini nasıl incittiğimizin farkında değiliz.
Bugünlerde sosyal........
© 10 Haber
