Sevgili günlük…
15 Nisan
Şimdi yazacaklarıma bir sürü insan kızabilir. “Senin de tuzun kuru, bu da sorun mu yani?” diye söylenebilir. Ama ben buna hazırlıklıyım. Çünkü sosyal medyada takipçilerinin arzu ettiği gibi davranmazsam nasıl da aşağılandığımı, nasıl da hiçbir şeyden anlamayan bir cahil olduğumu çeşitli vesilelerle deneyimleme ve öğrenme fırsatım oldu.
Ama şeytanın ayrıntıda gizli olması gibi uygarlık ve adalet de küçücük, önemsiz gibi gözüken gündelik şeylerde sembolize olur. O nedenle bana kızılmasını göze alarak yazacağım. Amacım bir kurumu şikâyet etmek değil. İnsanların, topluma hâkim olan ve benim Borderline Çağ dediğim zamanların doğal sonucu olan değer erozyonunu ve akıl eksilmesini anlatabilmek. İnsanların inisiyatif almaktan nasıl ve neden kaçındıklarını, kimseye güvenmez bir hale gelmiş olduklarını, özenin, nezaketin ilişkilerden nasıl da çıkıp gittiğini anlatabilmek.
Bu günlükleri okuyanlar bilir, Arnavutköy’de bir mahalle kahvecimiz var, Doorstep. Sahibi sevgili Hasan (Yılmaz), yıllarca Avrupa’da yaşamış biri olarak söylüyorum, eşi benzeri çok az bulunur bir şey gerçekleştirmiş durumda. Hem yıllardır kalitesini koruyan ürünleri, hem de insanlara kendilerini iyi hissettikleri bir mekan sunabilmesi açısından çok zor olan bir şeyi başarabilmiş durumda. Kısacası, kendimi evimde gibi hissettiğim yerlerden biridir Doorstep.
Elbette bu nedenle orada bir müdavimler masası var ve o masada bundan birkaç sabah önce Zorlu PSM Touche’de olan bir edebiyat etkinliğinin benim ilgimi çekeceğini düşünen bir arkadaşım beni bu etkinlikten haberdar etti.
Genelde köyümden pek dışarı çıkmam, ev / ofis ve Doorstep arasında yaşayıp giderim ve öyle olmasından da pek şikayetçi değilim doğrusu. Ama bu etkinliğin konusu Freud zamanında Viyana’da yaşamış Arthur Schnitzer adında bir yazardı ve bu beni oldukça şaşırttı. Çünkü Türkiye’de gerçekten çok az bilinen, benim çok sevdiğim bir yazardır Schnitzer. Freud’la kişisel ilişkisi dışında, psikanalizi edebiyat eserlerine bulaştıran ilk yazarlardandır. Etkinliği yapan Mehmet Cemil bir edebiyat öğretmeni internette öğrendiğim kadarıyla ve ben de bir edebiyatçının konuya nasıl yaklaşacağını merak ettiğim için kovuğumdan çıkayım bari dedim.
Çıkmaz olaydım.
Anlatıyorum.
Arkadaşım, “Bileti online al,” dedi ve ben de uslu bir cahil olarak, “Tamam,” dedim. İnternetteki Touche sayfası beni bilet almak için Passo’nun sayfasına yöneltti. Bilet almaya çalıştığımda Passo’nun sayfası hata verdi ve ödemenin alınamadığını, bir süre sonra tekrar denemem........
© 10 Haber
