DR. AKİF AKALIN YAZDI- KAPİTALOJEN HASTALIK: KAPİTALİZM HASTALIKLARI
Geçtiğimiz günlerde British Medical Journal – Global Health dergisinin online nüshasında Guddi Singh ve Jason Hickel imzasıyla “Capitalogenic disease: social determinants in focus” başlıklı bir editoryal yayınlandı. Makalede kapitalizmin insanları nasıl hasta ettiği, hastalıklarını sürdürdüğü ve sağlıkta eşitsizlikler yarattığı anlatılıyor.
Şüphesiz kapitalizmin insanları nasıl hasta ettiği Friedrich Engels’in “İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu” başlıklı kitabını okuyanlar için sır değil. Engels günümüzden 178 yıl önce emekçiler arasında yaygın olan hastalıkların ve vakitsiz ölümlerin nedenlerinin yoksulluk veya kötü çalışma ve yaşam koşullarında değil, bunlara da neden olan üretimin kapitalist örgütlenmesinde ve sosyal çevrede aranması gerektiğini söylüyordu.
Birkaç yıl sonra Engels’in ifadelerini tıbba tercüme eden Rudolf Virchow da, işçilerin ve emekçilerin yaşam koşullarının, kötü barınma ve beslenme koşullarının onları hastalıklara “daha yatkın” hale getirdiğini, diğer bir deyişle hastalıkların oluşması ve gelişmesi için “yeterli” koşulu yarattığını savunmuştu.
Yazarların makalelerinde Engels ve Virchow’a hiçbir atıf yapmadan, iddialarını günümüzde yeniden dünyanın en prestijli dergilerinden birinde gündeme taşımaları “ahlaki” yönden tartışılabilir, fakat makalenin sağlık sorunlarının kökeninde kapitalist üretim tarzını araması takdire değer.
KAPİTALİZM NEDİR?
Yazarlar bize “kapitalojen” hastalık kavramından önce “kapitalizm” sözcüğünün ne anlama geldiğini açıklamışlar. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü günümüzde yüksek öğrenim görmüş, yüksek lisans / doktora yapmış insanlar dahi “kapitalizm” sözcüğünden çok farklı şeyler anlıyorlar. Yazarlar da genellikle insanların kapitalizmin bir iş, pazar veya ticaret sistemi olduğunu düşündüğünü, oysa bunların kapitalizm öncesinde de var olduğunu söyleyerek, kapitalizmin veya kapitalist üretim tarzının ayırt edici özelliklerini sıralıyorlar:
Yazarlar kapitalizmin her zaman birikimin “merkezde” olduğu, üretim için gerekli emek, enerji ve materyalin “çevreden” sağlandığı bir dünya sistemi olduğunu belirtiyorlar. Bunu ilk zamanlarda doğrudan, klasik sömürgecilikle yapan kapitalizm, günümüzde merkez ile çevre arasında eşitsiz işleyen uluslararası ticaret ve meta zincirleri üzerinden yapıyor.
KAPİTALOJEN KAVRAMI
Yazarlar “kapitalojen” kavramını, Binghamton Üniversitesi’nde çevre tarihçisi ve tarihsel coğrafyacı Jason W. Moore’dan ödünç almışlar. Moore “kapitalojen” kavramı ile günümüzde yaşanan ekolojik krizin basitçe bir doğal olgu veya jenerik insan etkinliğinin neden olduğu bir sorun olmadığını, aksine kapitalist üretim tarzı ve sermaye birikimi süreci tarafından üretildiğini ifade ediyor.
Singh ve Hickel da kapitalojen kavramını, sağlıksızlığın ve sağlıkta eşitsizliklerin kapitalist üretim tarzı ve sermaye birikimi süreci tarafından üretildiğini ifade etmek için kullanıyor ve bunların hastalıklara nasıl yol açtığını, insanları........
© Yurtseverlik
visit website