Orta Doğu’da istihbarat teşkilatları, casus savaşları
Orta Doğu’da casus savaşları: “Orta Doğu’da Ağustos 2024 itibariyle değişen bir şey yok. Siyasi direktifi alan istihbarat servislerinin espiyonaj, kontrespiyonaj üniteleri hiç olmadığı kadar yüksek tempoda çalışıyorlar.” Fotoğrafta 5-6 Ağustos gece yarısı vurulan Irak’taki bir Amerikan üssü görülüyor.
Geçen hafta Beyrut ve Tahran’da yaşanan ve Hamas lideri Haniye’nin ölümüyle sonuçlanan suikastlar sonrasında artan jeopolitik risk ile birlikte, uluslararası havayolları şirketleri İsrail ve Lübnan’a olan seferlerini askıya aldı. Birçok ülke vatandaşlarını Lübnan ve İsrail seyahatleri konusunda uyardı. İngilizler Beyrut’ta görevli diplomatların ailelerini özel bir uçakla Londra’ya getirdi.
Üst düzey Rus güvenlik yetkilileri Pazartesi günü Tahran’ı ziyaret etti. İran, Rusya ve Çin arasındaki üçlü iş birliğinden duyulan memnuniyet vurgulandı. Bu üçlü ittifaka Kuzey Kore’nin de göz kırptığı biliniyor.
5-6 Ağustos gece yarısı Irak’ta bir Amerikan üssü, vekil güçler tarafından vuruldu. Yaralı ABD askerleri var. İki Amerikan destroyeri Doğu Akdeniz’e doğru ilerliyor.
İsrail ve Hamas amaçlarına ulaştı, Gazze Savaşı Lübnan başta olmak üzere bölge ülkelerine yayılıyor. Dünya borsalarında dün artan jeopolitik risklerle birlikte kara pazartesi yaşandı.
Fransa ve İngiltere, Birinci Dünya Savaşı devam ederken, Sykes-Picot Anlaşması ve Balfour Deklarasyonu ile Orta Doğu haritasını yeniden şekillendirdiler. Yeni sınırlar, böl yönet politikasıyla tarihi gerçeklikler dikkate alınmaksızın cetvelle çizildi. Önce Orta Doğu’da, dini, etnik, mezhebi, kültürel, siyasi çok parçalı devletler hayata geçirildi.
1948’de İsrail Devleti’nin kurulması, Filistinlilerin mülteci konumuna düşmeleri ile birlikte jeopolitik riskler, çatışmalar bugüne kadar artarak devam etti.
Jeopolitik aktörler, ilk vekil güçler ile bu bölgede tanıştı. Orta Doğu’nun bilinen siyasi konjonktüründe İran’ın vekil gücü Hizbullah 1982’de kuruldu, 1990 sonrasında siyasi aktör haline geldi. Bölge insanının, özellikle İsrail Devleti’nin kuruluşu ile yaşadığı siyasi, ekonomik, sosyal ve insani boyuttaki sorunlar, küresel jeopolitik sorunlara, medeniyetler çatışmasına neden oldu. El Kaide, İŞİD gibi oluşumların beşeri kaynakları, tüm bu jeopolitik gelişmelerin bir sonucu olarak, bu bölge insanlarından beslendi. Bu süreç bugün küresel bir tehdit haline geldi.
Orta Doğu’daki süreç, hiç kuşkusuz istihbarat servisleri, Orta Doğu’da bilinen Arapça adıyla “muhaberat” teşkilatları tarafından yönlendirildi, kontrol altında tutuldu, zaman geldi provoke edildi. Cumhurbaşkanları, başbakanlar, gazeteciler, akademisyenler suikastlara uğradılar. Erken kalkan askeri darbe ile yönetime el koydu.
İngiliz casus “Arabistanlı” Lawrence’ın bu bölgede bir asır önce ektiği tohumlar zamanla yeşerdi, koca çınar oldular.
Akdeniz’in asırlık zeytin ağaçları, zamanla muhaberat servislerinin yetiştirdiği çınar ağaçlarının gölgesinde kaldılar.
Orta Doğu’da Ağustos 2024 itibariyle değişen bir şey yok. Siyasi direktifi alan istihbarat servislerinin espiyonaj, kontrespiyonaj üniteleri hiç olmadığı kadar yüksek tempoda çalışıyorlar. Muhaberat teşkilatları angajman kurallarını hiçe sayıyorlar. Beyrut, Şam, Bağdat, Tahran ve Tel Aviv’de casuslar zamana karşı yarışıyorlar.
Beyrut, 30 Temmuz 2024, saat 20.30; Hizbullah’ın üst düzey askeri yetkilisi, ABD’nin arananlar listesinde üst sıralarda yer alan Fuad Şükrü, Beyrut’un güneyinde Hizbullah’ın merkezinde suikasta uğradı.
Tahran, 31 Temmuz 2024, saat 01.35; Beyrut’taki suikasttan beş saat sonra Hamas Lideri İsmail Haniye suikasta uğradı.
MOSSAD, şüphesiz CIA’nin desteği ile beş saat arayla vekil güçler Şii Hizbullah ve Sünni Hamas liderlerine yönelik suikast gerçekleştirdi; hem de suikastın biri İran’da. Hamas’ın kurucu lideri Şeyh Yasin ile başlayan MOSSAD suikastlar zincirinde Haniye suikastı son da olmayacaktır.
MOSSAD’ın belli ki İran dahil, bölge ülkelerinde çok sayıda espiyonaj elemanı........
© yetkinreport.com
visit website