MASUMLUK ÜZERİNE
Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu
Birinciliği beyaza verdiler
Özdemir Asaf bütün renklerin hızla kirlendiğini dile getirir, iki dizelik bu şiirde. Renklerin hızla kirlenmesi bir anlamda masumlukla (masumiyet) ilgilidir. Masumluğunu kaybeden her şey özünü kaybeder, bozulur, kirlenir. Bu, masumluk adına rahatsız edici, acı bir gerçektir. Neler yok ki bu iki dizede? Kirlilikte yarış, birincilik…
Gerçekten öyle mi? Dünyada bütün renkler hızla kirleniyor mu? Yoksa bu dizeler “kaygılardan azade” olmayan duyarlı bir yüreğin sancılı sesi mi? Bu, bir öfke mi? Bir isyan mı? Bir duygu patlaması mı?
Ana renkler, ara renkler… Renklerin simgesel karşılıkları nedir? Hangi renk hangi değerleri simgeler? Niçin birincilik beyaza verildi? Bu ve benzeri sorularla yoruluyor, beynim. Ben de ozan gibi beyaza odaklanıyorum. Saflığın, temizliğin, masumiyetin; doğruluğun, dürüstlüğün, adaletin simgesel adı değil mi beyaz? Bir diğer adı, aktır, bu rengin. Yeri geliyor beyaz diyoruz; yeri geliyor ak. İlk anlamı dışında değişmeceli anlamlar da yüklenmiştir bu sözcüğe: Beyaz sayfa açmak, aklanmak, sütten çıkmış ak kaşık, ak gün ağartır, kara gün karartır…
Arapça masum sözcüğünden türetilen masumiyet, dilimizde, suçsuz, günahsız, temiz, saf anlamlarında kullanılır. Arapça “iyet” ekininin dilimizdeki karşılığı “-lık / -lik …” ekini alarak masumluk sözcüğü ortaya çıkmış. Sözcüğün kökü Arapça, eki Türkçe! Çok sıcak, çok içli, çok duygusal bir sözcüktür masumiyet; çok cana yakın, iç açıcı, huzur verici. Bu sözcük hangimizi etkilemez ki? Hangimizin kalbini yumuşatmaz ki? Hangimizde sevgi, merhamet, acıma duyguları uyandırmaz ki?
Her çocuk masum doğar deriz, bu doğrudur. Her insan masum yaşar mı? Masum yaşamak günahsız, suçsuz, temiz yaşamaktır. Kendine, başkalarına, çevresine saygı duyarak; üzmeden, kırmadan, incitmeden yaşamaktır. Güler yüzlü, tatlı dilli olmaktır. Şu da bir gerçek ki toplumda kimileri masum kalmayı başarırken kimileri başaramaz.
Yaş aldıkça tecrübe kazanıyoruz, olgunlaşıyoruz. Bu masumluk adına yeterli olmuyor çoğu zaman. İster otuz, ister kırk, ister altmış… Hangi yaşta olursak olalım hep bir çocuk yanımız olmalı. Masumluk adına içimizdeki güler yüzlü çocuğu yaşatmalıyız, daim. O çocuk ruhumuzun simgesi kalbimizin aynası olmalı. Dış dünyanın sıkıntıları, üzüntüleri, baskıları ile daralınca yüreğimiz; iç dünyamızdaki çocuğa sarılmalıyız. İçimizde yaşayan o masum çocuk, bize ışık tutar, yaşama sevinci aşılar. Mutlu, huzurlu oluruz.
Severek dinlediğim bir şarkısında, içimizdeki çocuğa sarılmamızı salık verir, Sezen Aksu:
Kalbini........
© Yeşilgiresun
visit website