menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

BU MİSAFİRLİK ÇOK UZADI

14 1
12.07.2024

Kayseri’de mültecilere karşı yaşanan eylemleri ve şiddeti hepimiz gördük. Sabah uyandığımda telefonuma yüzlerce resim ve haber gönderilmişti. Ortalık savaş alanına dönmüş, Suriyelilerin yaşadığı evleri, arabaları ve iş yerleri ateşe verilmiş halk sokağa dökülmüştü. Tabii ki tasvip etmediğimiz bir durum. Öldürmenin, yakıp yıkmanın ve şiddetin her daim karşısında olmuşumdur.

Anadolu’ya göçle başlayan Türk tarihi, her daim insan hareketliliklerine şahitlik etmiştir. Asya ve Avrupa arasında bir köprü görevi gören ülkemiz, Yıkılan bir imparatorluk, kurulan yeni Cumhuriyetten sonra hem Anadolu topraklarından insanların çevre ülkelere gitmelerine, hem de komşu topraklardan Türkiye’ye göçlere yol açmıştır. Yüzlerce yıl boyunca yaşanan insani hareketliliklerde Türkiye bazen göçün kaynak ülkesi, bazen geçiş ülkesi, bazen de hedef ülkesi olmuştu

İktidar para ve siyasi çıkar uğruna ülkemiz mültecilerle doldurdu

Ülkemizin 2011’den itibaren yaşadığı göç dalgası, önceki dalgalardan çok farklı bir duruma geldi. Suriyeli mültecilerin yoğun göçü nedeniyle, Pakistan’ın rekorunu elinden alarak, dünyada en fazla mülteci barındıran ülke haline geldik. Avrupa Komisyonu 29 Kasım 2015’te düzenlenen Türkiye-AB Zirvesinde, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar için 3 milyar avro tutarında bir fon oluşturacağını taahhüt etmiş ve ardından 18 Mart 2016 tarihinde yapılan ikinci zirvede ise bu fonun tükenmesi durumunda ek 3 milyar avro daha sağlayacağını açıklamıştı. 3 3 milyar avro olarak planlanan fonun tamamı (6 milyar euro) projelere bağlanmış olup 4,3 milyar avroluk kısmı Türkiye’ye ödenmiştir. AB bu anlaşmada Türk vatandaşları için vize muafiyeti, AB’ye üyelik ve Gümrük Birliği’nin genişletilmesi konusunda vaatlerde de bulunmuştu. Yani burada devlet yönetimi hem para alırım hem de oy potansiyelimi artırırım “bir taşla iki kuş” vururum diyerek ülkemizi mültecilerle doldurmuştur.

Suriye’den Türkiye’ye giriş yapan 252 kişilik ilk mülteci kafilesi 29 Nisan 2011’de Cilvegözü sınır kapısından Türkiye topraklarına ayak bastı. Suriye iç savaşının yeni başladığı o dönemde hükümet sınırdan Türkiye topraklarına giriş yapmaya çalışanlara yönelik olarak açık kapı politikası izliyordu ve Suriyeli mülteciler de savaşın sonuna kadar Türkiye’de kalacak “misafirler” olarak........

© Yeşilgiresun


Get it on Google Play