Yine Aylardan Hüzün
“İnsanlar dizili inciden bir kolyede
İnci ne kadar değerliyse iplik o kadar ince
Zor kuruyoruz ama kolay koparıyoruz bağlarımızı
Ya da hayat koparıyor işte
Yani ben kendi incilerimi bir araya getirmeye çalışıyorum
Bu sefer daha sağlam bir iple”*
Bir sol anahtarı koyuyorum cümlelerin başına. Notaları karışık nicedir yaşamın ve kesik kesik sesleri. Sisli puslu hep fotoğraflar ve fotoğraflardaki ödünç tebessümler.
Kahveler daha bir acı sanki çaylar daha bir soğuk. Ne simitlerin eski tadı var ne martıların dünkü neşesi. Gökyüzü bile sarımtırak, deniz dersen tatsız, tuzsuz perişan bir halde. Rüzgârın keyfi yok, insanların sevinci.
İnsan en çok sustuğu yerlerden yaralı, sustuğu yerlerde kayıp, sustuğu anlarda eksik.
Şirazesi bozuk cümlelerin kabahatini kelimelerden bilmek nereden baksan kolaycılık, nereden baksan tutarsızlık, nerden baksan …
Konuşmanın dayanılmaz hafifliğine susmanın sessiz çığlığı eşlik ettikçe mağlupla galip arasındaki çentik dada da belirginleşiyor gölgeler diyarında! Kim dost kim düşman kalpten kalbe kurulmaya çalışılan köprünün üstünde?
Kaderi, kaderdenk olanların yazgılarını silmeye zamanın gücü yeter mi bilinmez lakin tahammülü müşkül olan bu çetin bilmecede güneşli günlerin hayali hangi........
© Yeşilgiresun
visit website