Hüzün Sandığı
Bir şiirdir yolculuğum benim, şairlerin mısralarını kıskandıran. Nerde başlar anlam nerede kaybolur mana ancak yola çıkabilme cesaretini gösterebilenlere göz kırpar. Başladı mı bir kez akış artık ne durdurulabilir ne de geri çevrilebilir.
Abartılı sevinçlere, şatafatlı merasimlere biganedir gönlüm benim. Sessiz ve derinden yürür cümlelerim benim. Gürültü çıkarmaz kelimelerim, ortalığı velveleye vermez. Sessiz bir vaveyladır olsa olsa satırlarım benim. İsyanı kendinedir, sitemi de kızgınlığı da kırgınlığı da.
Güçtür bilirim, insanın kendiyle olan hesaplaşmasında kılıçların kınına girmesi. İnsan en çok da kendine acımasızdır, kendine hoyrat! Ve insan ne kadar da yabancı kendine ne kadar da muamma!
Cevaplarından korktuğu soruları insan neden hep başkalarına sorar? Göz mü âşık olur önce kulak mı? Düşüncelerin masumiyeti mi duyguların saflığı mı? Tehlikeli olan fikirler mi hisler mi? Mümkün mü ellerini kirletmeden bir savaşı nihayetlendirebilmek?
Geceleyin heybetli dağları, gümrah ırmakları, ıssız vadileri yarıp geçen bir trendir sözlerim benim. Karanlığın bağrından ansızın fışkıran, sessizliğin çığlığını bir bıçak gibi kesen bir........
© Yeşilgiresun
visit website