İlan-ı aşk
Bu hafta Allah’ın şereflendirdiği, ailemin hissini geçirerek sevdirdiği Ramazan ayına duyduğum aşkı paylaşacağım. Belki Ramazana ilgisi olmayanlar okumak istemez. Oruç tutanların kalbini anlamak isteyenlerse iştirak eder. Cümlesine sevgi ve saygı yolluyor, başlıyorum.
Kendimi bildim bileli, cami minarelerinin arasında pırıl pırıl; ‘Hoşgeldin Ya şehri Ramazan’ yazdığında kalbim mutluluk dolar. Askerden oğlu dönmüş, bir yıldır görmediği sevdiğiyle sarılmış, aradığına kavuşmuş gibi hissederim..
Ay özlenir mi? Çoook özleniyor. Yaşayana çok farklı bir iklimi var. Dünyan, hayatın, açın değişiyor. Farklı yaşıyor, farklı hissediyorsun. Oruca tutuluyorsun. Birçok alışkanlığını elinin tersiyle uzaklaştırıyorsun. Vazgeçemem dediklerinden vazgeçiyorsun. Doktorların, diyetisyenlerin sana yapma dediği ama yaptığın şeyleri bu defa yapmıyorsun. Kendine, nefsine ilk kez ve kavgasız söz geçiriyorsun.
Zor aslında. Aşkı, zevki olmayanın yapabileceği bir şey değil. Bayıldığımız tatlıları kalorisi yüzünden yememeye, sivilcemiz çıkmasın diye yağı, göbeğimiz çıkmasın diye unu, kalbimiz SOS veriyor diye sigarayı bırakmaya benzemiyor. Daha zayıf, daha güzel olmak için dikkatle beslenmek gibi değil. Armuta benzediğimiz için, detox amaçlı tuttuğumuz ‘Aralıklı oruç’ gibi de değil. Bir ay,........
© Yeniçağ
visit website