Dişisel gelişim
Sonunda ben de bir dişisel (Erkek olsaydım kişisel yazacaktım:) gelişim kampına gittim. Bir grup insan, kendimize, özümüze yürüdük. Sorgulattı. Kafalar gitti, geldi. Yeniden doğduk.
(“Sonrasında yaşadıklarınızı anlatmayın” dediler. “Yazmayın” demediler;) Dillendirmeyeceğim ve ayrıntılı şekilde değinmeyeceğim.
Sırlarla dolu olduğundan değil, “Anlatılmaz yaşanır” diye de değil. Kişiye özel kalması gerektiğine inandığımdan. Peki bunu niye anlattım? Çünkü sonrasındaki iç konuşmalarımı aktarmak, karışmış, birbiriyle yarışmış düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Yalnız olmak, yanlış kişiyle olmaktan iyidir. Hayatımızı, bazı seçimlerimize mesai yaparak tüketiyoruz. Tüketmek kelimesi, sona yaklaşmak, mevcudu harcamak, var olanı yok etmek, bitirmek şeklinde anlamlandırılabilir. Seçimlerimizi, bize faydalı, geri dönüşü olacak davranışlara ve kişilere yaparsak pozitifimize geçer.
“Hayat çok kısa” gibi sık kullandığımız bir cümle var. Aslında verimli kullandığında hayat çok kısa değil. Ne kadar değerli olduğunu bilip, doğru şekilde yönetebilirsek çok tatlı, çok anlamlı, çok da uzun. Yaptığımız işe harcadığımız zamanın, bir getirisi olmayacak, bir gelişim sağlamayacaksa emek vermeyelim…
Bin çeşit insan tanıyoruz. Onlarla ilgili bin çeşit tecrübe yaşıyoruz. Sevgiler, sevinçler, hayal kırıklıkları. Bunlar normal. Tecrübe, yaşamadan kazanılmaz. Ama hasar en aza........
© Yeniçağ
visit website