Tadımlık beyitlerle Divan Şiiri’nin tadına varmak…
Ömrünü Türk Edebiyatı’na adamış değerli hocalarımızdan gazetemiz yazarı Prof. Dr. Ahmet Sevgi, doyumsuz makalelerini “Beyitler Arasında” adıyla kitaplaştırdı.
33 yıl boyunca üniversitede hocalık yapıp öğrencilerine Eski Türk Edebiyatı ve Divan şiirinin zevkini tattırmak için çabalayan Prof. Dr. Ahmet Sevgi bunun günlük hayatına etkilerini şöyle dile getiriyor:
Şiirle olan bu meşguliyetim gayet tabii yazılarıma da yansıdı, içinde bir şiir veya bir beyit zikredilmeyen makale ve denemem hemen hemen yoktur.
Diğer taraftan Eski Türk edebiyatında nazım kadar nesir de ilgi alanıma giriyordu. Özellikle süslü nesir denilen ve en tipik örneğini Sinan Paşa'nın "Tazarruname" adlı eserinde gördüğümüz ayet, hadis kelam-ı kibar ve manzum parçalarla süslenmiş düz yazılardan da etkilendiğimi, denemelerimde belki de farkında olmadan bu yola girmiş olduğumu söyleyebilirim.
Divan şirine sosyal hayatın pek yansımadığı, şairlerin genellikle kaş, göz âşık, maşuk, saki, dilber dairesinin dışına çıkamadıkları doğru olmakla beraber eski şiirimizde baştan beri bir hikmet damarı hep var olagelmiştir.
17. yüzyılda Nâbî'nin:
"Sözde darb-ı mesel iradına söz yok amma.
Söz odur âleme senden kala bir darb-ı mesel"
beytiyle şiirde hikmetli söz söyleme yolu iyice açılmış, dolayısıyla edebiyatımızda "hüsniyat" şiiri yanında bir de "hikemiyat" şiiri oluşmuştur ki "Beyitler Arasında" adını verdiğimiz elinizdeki kitapta yer alan 52 makalede bu hikmetamiz beyitlerden örneğini göreceksiniz.
Kainata ibret gözüyle baktığımızda hiçbir şeyin boşuna yaratılmamış olduğunu........
© Yeniçağ
visit website