Yıkıp yapma politikası sonuç verir mi?
Önce yıkıp, sonra onarma politikalarıyla Türkiye’nin bütün geleceği çalındı. Hem iç ve hem de dış politikada maalesef durum böyle.
Suriye’nin toprak bütünlüğünün bozulmasında ABD politikalarına destek verildi. AKP’li zihniyet, güya Millî Mücadele’nin yapamadığını yapacak, Misak-ı Millî’den hareketle bölünüp parçalanacak Suriye’den Türkiye’ye bir parça kesip alabilecekti.
Ayrıca öteden beri inandığı ideolojiye (ümmetçiliğe) güvenerek, Sünni İslam’ın Osmanlı hinterlandına ulaşarak LİDER OLACACAKTI. Nitekim Müslüman Kardeşler daha şurada, Mısır’da iktidar olmuşlardı. El ele verdiler mi, İslam kardeşliği bağlamında bütün ümmeti (Sünnileri) el ele tutuşturabileceklerdi.
Bu sebeple, Sisi darbeci ve düşmandı.
Esad ondan daha beterdi.
İkisi da katildi.
Lakin unuttukları ve göz ardı ettikleri çok değerli bir ayrıntı vardı: Zaman!
Zamanın değiştirici gücünü unutmuşlardı.
Başka?
Toplumları ve o toplumların kültürlerini yok saymışlardı.
Daha başka?
Tarihî tecrübeyi görmezden gelmişlerdi. Hâlbuki tarih, hem değişimi yani zamanın akışını anlatıyor ve hem de toplumların hafızası olmanın yanında, geçmişten gelen birikimlerin kaynağı idi.
Bütün bunlara ilaveten bölgede, ABD’nin, adına Büyük Ortadoğu Projesi dediği, Türkiye dâhil, 22 ülkeyi hedef alan, çok önemli bir politik strateji vardı.
Kısacası eldeki tüm veriler, Türkiye’nin Orta Doğu’da boş hayale kapılmaması gerektiğini söylüyordu.
İdeolojik körlükle hiçbir uyarıyı dinlemediler. Sonunda kaybeden Türkiye oldu.
Dedik ya “tarih büyük tecrübedir” diye. Nitekim “Ümmetçilik” ilk........
© Yeniçağ
visit website